Τρίτη 22 Ιουνίου 2010

SÜT SIĞIRLARINDA VERİM ÜZERİNE ETKİLİ BAZI İKLİMSEL STRES FAKTÖRLERİ



Savaş Atasever Hüseyin Erdem Ertuğrul Kul
O.M.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü, Samsun

Özet:İklimsel çevre süt sığırlarında süt verimi, üreme performansı ve metabolizmayı olumsuz yönde etkileyebilen önemli
bir faktördür. Yüksek verimli sığırlar besin madde tüketiminde ve meme bezlerine kan akışında büyük oranda azalmaya
yol açan iklimsel stres koşullarına daha duyarlıdırlar. Özellikle yüksek sıcaklık ve bağıl nem, süt sığırlarında davranışsal
ve fiziksel değişimlere yol açabilmektedir. Süt sığırları için optimum çevre koşulları; orta derecede solar radyasyon, 5-8
km/saat rüzgar hızı, 13-18 oC sıcaklık ve %60-70 oransal nem olarak nitelendirilebilir.
Bu makalede bazı yaygın iklimsel stres faktörleri, verim üzerine etkileri ve bu etkilerin önlenebilme olanakları üzerinde
durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: İklimsel stres, verim, süt sığırı.

Some Climatic Stress Factors Effective on Yield in Dairy Cows

Abstract:The climatic environment is a major factor that can negatively effects milk production, reproductive
performance and metabolism of dairy cows. High producing cows are more sensitive to climatic stres conditions that
cause reducing a large amount of nutritient intake and a decreasing in blood flow to the mammary gland. Especially,
high temperature and relative humidity can cause in behavioral and physical changes in dairy cows. Optimum
environmental conditions for dairy cows can be qualified as moderate solar radiation, 5-8 km/h air velocity, the ambient
temperature range of 13-18 oC and the relative humidity range of 60-70%.
In this review, some prevalent climatic stress factors, their effects on yield and possibilities to prevent their intensity
were discussed

Key Words: Climatic stress, yield, dairy cow.

1.GİRİŞ
Hayvancılıktan elde edilen geliri ekonomik sınırlar
içinde artırabilmek için, iklim etmenlerinin
hayvancılıkla ilişkisini iyi anlamak ve

değerlendirmek gerekir. İklim etmenlerinin
hayvanlar üzerine olan etkileri araştırılırken, önce
her biri ayrı ayrı ele alınmalı, sonra da bunların
ortaklaşa etkileri üzerinde durulmalıdır. İklimsel
faktörlerin verime etkilerinin yanında; hastalık,
bakım ve besleme üzerine de dolaylı etkileri vardır.
Bu etkiler, çeşitli hayvan türlerinde ve aynı tür
içinde de değişik ırklarda farklı sonuçlar
oluştururlar. Dünyanın bazı bölgelerinde bir iklim
etmeni aşırı derecede etkili olurken, bazı
bölgelerinde ise bu etki sınırlıdır. Bu nedenle, iklim
etmenlerinin etkilerinden hayvanları korumak için
alınması gereken önlemler farklıdır.

2. SIĞIRLARDA YAYGIN STRES KAYNAKLARI

Süt sığırı yetiştiriciliğinde ve süt üretiminde
maksimum verimi elde etmeye etki eden fiziksel
etmenlerinin en önemlilerinin başında, hava
sıcaklığı ve oransal nem gelmektedir. Sığırlar için
ideal sayılan iklim koşullarının dışına çıkıldığında
belirli sınırlar dahilinde bu çevre koşulları tolere
edilmektedir. Bu iklim etmenlerinin ekstrem
durumlara doğru gitmesi durumunda, olumsuz
koşullarda oluşacak stres ortamında etkilenmede
hayvanın ırkı ve verim düzeyi önemli rol oynarken,
bireysel farklılıklardan da söz etmek olasıdır (Öngel
ve Özkütük, 2000 ). Hayvanların stres kaynaklarına
karşı gösterdikleri direnç fizyolojik, metabolik

endokrinolojik, immünolojik, davranışsal ve
psikolojik açılardan büyük farklılıklar gösterir
(Carpenter, 1998).

Stres durumunda kortikosteroid salgılanmasındaki
artış sonucu bağışıklık sistemi doğrudan
etkilenmektedir. Kortikosteroidler; elektrolit - su
dengesi, karbonhidrat, lipit ve protein
metabolizması gibi vücut fonksiyonlarını etkilerken,
lenf doku aktivasyonundaki azalma nedeniyle
bağışıklık sistemi olumsuz yönde etkilenmekte
olup, süt sığırı yetiştiricileri stres manejmanının,
sağlıklı sürü tesisinin önemli bir parçası olduğunu
iyice anlamak zorundadırlar (Quakenbusch, 1999).

3. SIĞIRLARDA VÜCUT SICAKLIĞININ
AYARLANMASI

Süt sığırları sıcakkanlı (homoterm) hayvanlar olup,
vücut sıcaklıkları geniş ölçüde çevre sıcaklığının
etkisi dışındadır ve değişik çevre sıcaklıklarında
vücut sıcaklıklarını ayarlayan bir yapıya sahiptirler.
Belli bir zaman diliminde metabolik olarak üretilen
ısı miktarı (M), çevreden kazanılan (G) ve çevreye
yayılan (L) arasındaki dengeye bağlı olup; M+G=L’
dir (Demirören, 2002). Vücut sıcaklığını ayarlayan
düzen, hipotalamusta termostat gibi görev yapan
bir ısı merkezi tarafından yönetilir. Bu merkezin
önemli uyarıları, derideki sıcak ve soğuk sinir
reseptörleri ile kan sıcaklığındaki değişmelerdir.
Çevre sıcaklığı düştüğünde, derideki sinir
reseptörleri ve kan sıcaklığının düşmesiyle ısı
ayarlama merkezi uyarılır. Bu uyarmayla derideki
kan sirkülasyonu azalarak radyasyon, kondüksiyon

ve konveksiyon yoluyla oluşan ısı kaybının
önlenmesine yardım eder. Buna karşın, oksidasyon
yoluyla oluşan ısı üretimi artar. Ter bezlerinin
sekresyonu tamamen durur ve böylece
buharlaşmayla oluşan ısı kaybının önlenmesini
sağlar.Sığırlar deride iyi gelişmiş ter bezlerine
sahiptirler. Ancak bunların yoğunluğu, derinliği ve
ısı yayımındaki etkinlikleri, ırklar ve aynı hayvanda
da vücut bölgeleri arasında farklılık göstermektedir
(Özkütük, 1990; Vercoe, 2003). Isı yükü arttığında
ve vücut sıcaklığı artmaya başladığında derideki
sinyaller hipotalamusa iletilir ve ter bezleri
senkronizatör gibi aktif bir rol oynayarak, vücut
sıcaklığının düzenlenmesi için çalışır. Bu durum
yeterli olmazsa, soluma ve salya üretimi başlar
(McDowell ve ark, 1976). Vercoe (2003), ısı artışı
içindeki ineklerde vücut içi sıcaklığının yaklaşık
%15’inin doğrudan solunum yoluyla vücuttan

uzaklaştırıldığını; Berman ve ark. (1985) ise,
laktasyondaki süt ineklerinin evaparasyonla
yaydıkları maksimum su miktarının 1.5 kg/saat
olduğunu bildirmektedirler.Finch (1986), ılıman
ortamdan (15oC), sıcak ortama (>25oC)
geçildiğinde; sığırların ısıyı solar radyasyon ve
metabolik aktivite yoluyla kazandıklarını, kazanılan
ısının toplam ısı miktarından fazla olması halinde

vücut sıcaklığındaki artış nedeniyle hayvanın
sıcaklık stresine girdiğini bildirmektedir. Diğer ısı
aktarım yöntemleri ise kondüksiyon, konveksiyon
ve radyasyondur (Spiers, 2003).

4.TERMONÖTRAL (KONFOR) BÖLGE


Günün her saati vücut sıcaklığının korunması için
gerekli enerji miktarının sağlandığı çevre
sıcaklıkları arası bölge termonötral bölge olarak
bilinir. Bu bölgede vücut iç sıcaklığındaki değişimler
minimumdur. Vücut sıcaklığını sabitlemek için
metabolizmada değişimlerin meydana geldiği bölge
“Termonötral Bölge” olarak tanımlanmakta olup; alt
ve üst kritik sıcaklık bölgeleri arasındaki dereceler
süt sığırları için –13.9 oC ve 27.2 oC arasındadır
(Spiers, 2003). Hamada (1971); alt kritik sıcaklığın
–16/–37 oC’ ye kadar inebildiğini; Berman ve ark.
(1985) ise, üst kritik sıcaklığın 25/26oC olduğunu
bildirmektedirler. Süt sığırlarının normal vücut
sıcaklığı (rektal sıcaklık) 38.5-39.3 oC ve termal
konfor sıcaklığı 5-25 oC olup (Gerrit-Rietveld,
2003), vücut sıcaklığındaki 1oC ya da daha az
meydana gelen artışlar bile dokuların bütünlüğü ve
metabolizma üzerinde bozucu etki yapmakta,

özellikle vücut proteinlerinin parçalanmasına ve
verimde önemli azalmalara yol açmaktadır (Vercoe,
2003). Bu gibi durumlarda terlemenin ve solunum
sayısının arttığı, yem tüketiminin azaldığı, aşırı
sıcaklıklarda ise organizmanın aldığı önlemlerin
yetersizliği sonucu ölümün meydana geldiği
bildirilmektedir (Akman ve Yener, 1997). Sıcaklık,
konfor bölgenin alt sınırının altına inerse,
organizmada vücut sıcaklığını korumaya yönelik
önlemler başlamakta olup, bunların en önemlisi
yem tüketimindeki artıştır. Böylece hayvan daha

fazla enerji üretme şansına kavuşmuş olur. Çevre
sıcaklığı daha düşük olursa verimler de
azalmaktadır. Çünkü bir hayvanın yem tüketimi
sınırsız değildir ve tüketilen yem hem verim, hem
de vücut sıcaklığını korumak için gerek duyulan
besin maddelerini karşılayamamaktadır. Sıcaklık
düştükçe tüketilebilen yemin sağladığı enerji iyice
yetersiz kalmakta ve vücut sıcaklığının
korunamadığı noktaya ulaştığında ölüm
gerçekleşmektedir. Konfor bölge; yaş, tür, ırk, yem
tüketimi, rasyonun yapısı, aklimatizasyondan
önceki bölgedeki sıcaklık durumu, verim, barınak
koşulları, yalıtım dokuları (yağ ve deri) vedavranış
özelliklerinden etkilenmektedir (Yousef, 1985).
McArthur ve Clark (1998); konfor bölgenin,
hayvandaki su-sıcaklık dengesiyle büyük ölçüde
ilişkili olduğunu bildirmektedirler.

5. YÜKSEK ÇEVRE SICAKLIĞININ ETKİLERİ

Süt sığırlarında sıcaklık stresinin oluşumunu
etkileyen başlıca etmenler şunlardır (West, 2001):

􀂾 Çevre koşulları
􀂾 Laktasyon dönemleri
􀂾 Serinletme manejmanı
􀂾 Egzersiz gereksinimi
􀂾 Irk
􀂾 Renk
􀂾 Verim düzeyi
􀂾 Yem tüketimi

Hayvanların termal stres altındaki ilk belirgin
tepkileri, yem tüketimindeki (Özkütük, 1990) ve
bunun sonucunda, süt verimindeki düşmedir
(Bucklin ve ark,1992). Günde 30 kg’dan fazla süt
veren ineklerde 25oC’nin üzerinde iştah azalırken,
30oC’nin üzerinde yem tüketiminde belirgin bir
düşme gözlenmekte, 40oC’nin üzerinde ise
tamamen durmaktadır (Özhan ve ark, 2001).
Berman ve ark. (1985) ile McGuire ve ark. (1991),
süt sığırlarında hava sıcaklığının 26oC’nin üzerine
çıkmasıyla KM tüketiminin azaldığını; McGuire ve
ark.(1991), yem tüketiminin 30oC’de konfor
bölgedekilere göre %90’a , 32oC’de %75’e, 40oC’de
ise %67’ye düştüğünü bildirmektedirler

Sıcaklığın yem tüketimini azaltmasında 3 etmenin
rolü vardır

a) Sıcaklığı ayarlayan merkezlerin doğrudan
regülasyonu,
b) Yüksek solunum oranının yem yemeyi
engellemesi,
c) Davranışta meydana gelen değişmelerle ısı
üretiminin düşmesi ya da gölge arama şeklinde
hayvanların yem kaynaklarından uzaklaşması
(Özhan ve ark, 2001

Yüksek verimli hayvanlar daha fazla metabolik
aktiviteye sahiptirler ve daha fazla ısı ürettikleri için
yüksek sıcaklık stresinden daha fazla
etkilenmektedir (Jones ve Stallings, 1999). Vücut
içi sıcaklığının artışıyla deriye daha fazla kan
akmakta, solunum ve terleme oranları yükselmekte

ve hayvan uzanma yerine ayakta durmayı tercih
etmektir. Deriye doğru kan akışı artarken; meme
bezlerine kan akışının azalması, vücut içi dokulara
kan akışının azalmasına neden olmaktadır.
Solunum oranındaki artış ile kan bikarbonat
düzeylerindeki azalma, salyanın tamponlayıcı
özelliğinin azalması sonunda solunum alkolosisine
yol açmaktadır (Goings, 2003). Çevre sıcaklığı
vücut sıcaklığının düzeyine geldiğinde, vücuttan ısı
atma yollarından akla gelen radyasyon,
kondüksiyon ve konveksiyon işlemez hale gelir.

Geriye yalnızca buharlaşma yolu ile ısı atma
olanağı kalır. Bu durumda kaba yem tüketiminde ve
geviş getirmede büyük çapta azalmalar meydana
gelir. Kaba yem tüketimindeki azalma ise, uçucu
yağ asitlerinin üretiminde azalmaya ve asetatpropiyat
oranın değişmesine neden olur. Sıcaklık
stresi devam ettiği sürece rumen pH’ sı azalır,
rumen su içeriği yükselir, buna bağlı olarak rumen
sıvısının osmotik basıncı düşer. Sıcak stresinde
olan inekte rumen sıvısında elektrolit
konsantrasyonu (özellikle K ve Na) azalır. Na ve
K’daki azalma, idrarla Na kaybına ve deri K
kaybına neden olduğu gibi, plazmada aldesteron
miktarının azalmasına ve prolaktin düzeyinin
çoğalmasına neden olur (Özhan ve ark, 2001).

Metabolizmadaki bu değişimler nedeniyle enerji
gereksinimi %7-25, su tüketimi 1/3 arasında
artarken, yem tüketimi azalır. Enerji gereksinimi
karşılansa bile gastrointestinal aktivitedeki
değişimler nedeniyle uçucu yağ asitleri üretimi
azalmaktadır (Goings, 2003). Chase ve Sniffen
(1988), süt sığırlarında çevre sıcaklığının 24-26oC
yi geçtiğinde yem tüketiminde azalma ve süt
veriminde ani düşüş olduğunu, benzer şekilde
Keown ve Grant (1997), çevre sıcaklığı 25-26oC ‘yi
geçtiğinde yem tüketiminde azalma ve süt
veriminde düşme, 32oC’yi geçtiğinde ise süt
veriminde %3-20 oranında azalma olduğunu
belirlemişlerdir. Harris (1992) ile Özhan ve ark.
(2001), günlük ortalama çevre sıcaklığı 24oC’ye
ulaştığında süt sığırlarında sıcaklık stresi nedeniyle
süt veriminde düşüş meydana gelmeye başladığını
bildirmektedirler. Schneider ve ark.(1988)’nın
yaptığı çalışmada sıcaklık stresindeki süt sığırları,
uygun çevre sıcaklığındaki süt ineklerine göre daha
az yem (13.6 kg/gün -18.4 kg/gün) daha fazla su
tüketmiş (86.0 lt/gün - 81.9 lt/gün), buna karşın
daha az süt üretmişlerdir (16.5 kg/gün –20.0
kg/gün). Yüksek sıcaklık stresi ayrıca sütün
bileşimini de etkilemektedir (Summer ve ark, 2003).

Sıcaklığın 27oC’nin üzerine çıkması durumunda
Holstein ineklerde yağ verimleri azalmakta; rektal
sıcaklığın 1oC veya daha fazla artıran ısı yükü süt
yağı karakteristiklerini değiştirmekte, özellikle
düşük-bağlı yağ asitleri içeriğinde düşme meydana
getirirken, palmitik ve stearik asitleri artırmaktadır.
Bu durum, sütün peynire işlenmesi için kalitesini
de olumsuz etkilemektedir (Özkütük, 1990).

Sıcağa duyarlılık bakımından türler arasında
olduğu gibi aynı tür içinde de farklılıklar
bulunmaktadır. Bos taurus sığırlar, tropik ve
subtropik sıcak ve nemli iklim koşullarına Bos
indicus ve Zebu’ lara göre daha az dayanıklıdırlar
(Yousuf, 1985; Finch 1986). Irklar arasında da
farklılık bulunmakta olup örneğin Jersey’ler
Holstein’lere göre daha dayanıklıdırlar (Sharma ve
ark 1983). Bunda vücut sıcaklığını etkileyen bir
faktör olan cüssenin etkisi söz konusu olmaktadır
(Kadzare ve ark, 2002).

Süt sığırlarının yüksek çevre sıcaklığına
gösterdikleri tepkinin en belirgin işareti solunum
sayısının artmasıdır (Marquis, 2001). Yüksek çevre
sıcaklıklarında hayvanların solunum sayısında
başlangıçta hızlı bir artış, sonra da yavaş bir
düşme görülür. Buna karşın solunum derinliğinde
artış gözlenir (Epperson ve Zalesky, 1995; Smith,
1996). Solunum frekansının, ortam sıcaklığının
25oC’nin üzerine çıkışıyla birlikte, dakikada 50 -
60’dan fazla olduğu (Berman ve ark, 1985), giderek
dakikada 100’ün üzerine çıktığı ve hayvanın soluk
alabilmek için başını yukarıda tuttuğu
bildirilmektedir (Mader ve ark., 2000). Buna karşın
sığırların yüksek sıcaklık stresi koşullarında kalp
atışı hızları azalmaktadır. Singh ve Newton (1978),
2-3 aylık yaştaki B. taurus buzağılarda sıcaklıklar
%50 bağıl nemde 18oC’ den 40.5oC’ ye çıktığında
kalp atış hızlarının azaldığını, bu durumun yüksek
çevre sıcaklığında fazla ısı üretiminin
engellenmesine yönelik bir eylem olduğunu
bildirmektedirler. Muller ve Botha (1993) Güney
Afrika’da yaz sıcaklığı koşullarında Holstein
Friesian ve Jersey ineklerinin vücut tepkilerini
ölçmüş ve Holstein Friesian’larda 15:00 ve 17:00
saatlerinde yapılan ölçümlerde kalp atış hızlarını
daha yüksek olarak belirlemişlerdir. Hunke ve
Monty (1976) ise, doğum sonrası serin hava
koşullarında Holstein Fresian ırkı ineklerde kalp
atış hızını 74.5 minimum ve 79.2 maksimum
olarak, doğum sonrası dönemde ise 92.3 minimum,
98.5 maksimum olarak saptamışlardır.
Araştırmacılara göre serin havalarda plasentaya
kan akış hızı artmıştır.
Yüksek çevre sıcaklığının üreme üzerinde de
olumsuz etkileri bulunmakta olup, bu etkiler şöyle
sıralanabilir:

Erken embriyonik ölümler ve düşük canlı ağırlığa
sahip buzağılar (Smith ve ark.,1998; Shannon,
2001).
• Döl tutmada başarısızlık, estrus döngüsünde
aksamalar (Smith ve ark.,1998).
• Üreme etkenliğinde düşme (Özkütük, 1990).
• Servis periyodu, buzağılama aralığı ve
buzağılama ile ilk tohumlama arası sürelerde
uzama (Soydan, 2002).
• Döl yatağının işlevinde ve hormonal
fonksiyonlarda aksama (Shannon, 2001; West,
2001).
• Semen kalitesi ve miktarında azalma (O’connor,
1998).

6. DÜŞÜK SICAKLIĞIN ETKİSİ

Sıcak stresi ile karşılaştırıldığında, soğuk stresi ile
ilgili araştırma sayısının oldukça sınırlı olduğu
görülür. Ayrıca soğuk stresi ile ilgili araştırmalar süt
sığırlarından çok et sığırlarına özgüdür. İneğin
soğuk havadan etkilenme düzeyi; barınak içi
şartlar, yaş, laktasyon dönemi, beslenme, termal
aklimatizasyon, kıl örtüsü ve davranış gibi
etmenlere bağlıdır (Armstrong ve Hillman, 1999).
Süt sığırlarında verim, genelde soğuk havalardan
etkilenmemekte olup (Tyson, 2003); ani ve tekrarlı
düşmeler olmadıkça –18oC ve daha düşük
sıcaklıklar sığırların sağlığı, verimi ve yemden
yararlanmaları üzerinde önemli bir değişiklik
yapmaz. Genellikle süt sığırlarında süt veriminin
düşmeye başladığı düşük sıcaklık; Jerseyırkında –
1,1oC, Holstein ve Brown Swiss ırkı sığırlarda –
12oC dolaylarındadır. Hatta bağıl nemin fazla
yüksek olmaması koşuluyla –16oC‘e kadar olan
düşük sıcaklıklar Holstein ırkı sığırlarda süt verimi
üzerine etkili olmamaktadır. Sığırlar için en düşük
kritik sıcaklık –30oC olarak kabul edilebilirse de,
çok düşük sıcaklıklarda verim olumsuz yönde
etkilenmektedir. Çünkü çok düşük sıcaklıklarda
yemden sağlanan enerjinin büyük bir bölümünün,
vücuttan kaybolan ısının karşılanmasında
kullanılmasından dolayı üretim için kullanılmaması,
süt sığırlarında süt veriminin, besi sığırlarında ise
canlı ağırlık artışının azalmasına yol açmaktadır
(Ekmekyapar, 1991). Armstong ve Hillman
(1999)’ın bildirdiğine göre, yem tüketim isteği,
ortam sıcaklığı ile ters yönde ilişkili olup, soğuk
koşullarda yem tüketimi artmaktadır. Buna karşın,
ortam sıcaklığının hayvanın konfor bölge
sıcaklığından 1oC düşüşü ile hayvanın sindirim
yeteneği %0.2 düzeyinde azalmaktadır.Soğuk
çevre koşullarında süt veriminde oluşan kayıplar
üzerinde;

a) Beslenme düzeyi
b) Rüzgar hızı
c) Radyasyon, nem ve yağış
d) Altlık tipi
e) Soğuğun şiddeti
f) Soğuğun süresi
g) Irk
h) Mevsim etkili olmaktadır (Armstrong ve Hillman,
1999).

Soğuk stresinin bulunduğu bölgelerde barınak
seçimi ve çevre modifikasyonu uygulamaları
hayvanı ölüm gibi ciddi durumlardan korumak ve
performanslarını artırmaya yönelik düşünceleri de
birlikte getirmektedir. Sığırlar soğuk ve rüzgarlı
havalarda kalabalık halde bulunma eğiliminde olup,
bu durum vücut sıcaklıklarını koruma
gereksinimlerinden kaynaklanmaktadır. Rüzgar
kırıcılar ve kısmen kapalı barınaklar, süt
sığırlarında soğuk havalarda birer sigorta görevi
yaparlar. Gölgeliklerin sıcak havalarda solar
radyasyondan korunmayı sağlamasının yanında,
soğuk havalarda özellikle gece oluşan ısı kaybını

önleyici yararları da bulunmaktadır (Hillman ve ark.,
1996). Düşük çevre sıcaklıklarında hayvanlar kendi
vücut sıcaklıklarını iyi bir vücut örtüsüne sahip
olmakla, vücut örtüsünü ürperterek, vücut alanını
küçülterek, solunum frekansını ve derinin üst
katmanlarının kanla beslenmesini azaltarak
durağan tutmaya çalışırlar (Mutaf ve Sönmez,
1984). Soğuk stresi genellikle sıcak stresinden
daha az süreli olsa da, rüzgar ve nem bu dönemde
söz konusuysa, sıcaklık stresine göre daha
olumsuz etki oluşturmaktadır (Armstrong ve
Hillman, 1999)

Bu verilerin ışığında, Türkiye’nin hemen her
bölgesinde sığırlar için soğuğun sorun olmadığı,
aksine bazı bölgelerde sıcaklığın problem olarak
görülmesi gerektiği açıktır. Barınak seçiminde bu
durum mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Deneysel çalışmalar, verimlerinde bir düşme
olmaksızın, sığırların kış aylarını Erzurum
koşullarında bile üç tarafı ve üstü kapalı
sundurmalarda geçirebildiğini göstermiştir (Akman
ve Yener, 1997).

7. NEMİN ETKİSİ

Havadaki nem oranının çok yüksek ya da çok
düşük olması, çiftlik hayvanlarını olumsuz yönde
etkilemektedir. Yüksek nem oranının olumsuz etkisi
yüksek sıcaklıkla birlikte daha da artmaktadır.
Örneğin 29oC hava sıcaklığında bağıl nem oranı
%44 olduğunda Holstein ineklerinin süt
verimlerinde %3, aynı sıcaklıkta bağıl nem oranı
%90 olduğunda ise süt verimlerinde %31 oranında
düşme meydana gelmektedir (Mutaf ve
Sönmez,1984). Nem %30, sıcaklık 32ºC olduğunda
orta derecede stres varken, nem >%80; sıcaklık
24-27ºC olduğunda aynı stres düzeyine
ulaşılmaktadır. Çok kuru ortamda (%10 - 20
nemde) inekler sıcaklık stresinin etkisini 26.6ºC’lik
ortam sıcağına dek hissetmezler. Ancak nem
%75’in üzerine çıktığında (çok nemli ortamda )
sıcaklık stresi 21’ºC ‘de başlamaktadır (Linn ve
Raeth-Knight, 2002). 32ºC / %100 nem ile 38ºC /
%60 nemin aşılmasıyla oluşan aşırı stres
durumunda; ağzı açık soluma, vücut sıcaklığında
artış ve süt veriminde %25 azalma meydana
gelmektedir (Jones ve Stallings, 1999). Sığırlar için
çevre sıcaklığına bağlı olarak olumsuz etki
yapmayan yüksek bağıl nem sınırları Çizelge 2’de
görülmekte olup, optimal çevre sıcaklıklarında (13-
18 ºC’de) %60-70 dolayındaki nem , süt sığırları
için ideal kabul edilmektedir (Özkütük ve
Göncü,1999).

8.HAVA HAREKETİ

Sığırlarda deri yüzeyi nemli olduğu zaman, hava
hareket hızının artışı evaporasyon yoluyla ısı
kaybına yardımcı olmakta, deri yeterince nemli
olmadığı zaman etkisi sınırlı olmaktadır. Ilıman
iklimlerde hava hareket hızı arttıkça ısı kaybı da
artmaktadır. Yüksek sıcaklık seviyelerinde (29oC ve
üzerinde) bunun tersi geçerlidir.

Hava hareketi, kondüksiyon ve konveksiyon yolu ile
hayvanlardan ısı kaybına yol açarken, örneğin
tropik Muson rüzgarlarının estiği bölgelerde şiddetli
yağışlar hızlı hava hareketi, toz, rüzgarın günlerce
esmesi gibi bazı ek psikolojik etkiler de hesaba
katılmalıdır. Böyle durumlarda hayvanlar, otlamayı
bırakarak ortada toplanmaya çalışmaktadırlar.

Yapılan bir denemede esintili yağmur sırasında
açıkta otlayan ve örtülü bir yer sağlanmayan
ineklerin otlamaya devam ettikleri; buna karşın üç
tarafı örtülü bir barınak sağlanan ineklerin çatı
altına kaçarak otlamayı günde % 50 azalttıkları
belirlenmiştir (Özkütük, 1990). Hava hareketinin
engellenmesi, evaporasyon ve konveksiyon ile
oluşan ısı kaybını azaltmakta ve gölgeliğin etkisini
sıfıra düşürmektedir. Düşük hava hareket hızı,
hayvanların kendilerini rahat hissetmeleri açısından
çok önemli etkiye sahip olup, bu derece düşük
hızın ölçümü de o derece zor ve pahalıdır. Rüzgar
hızının 8-10 km/saat olması durumunda önemli bir
problem oluşmazken, 30 km/saat’i geçtikten sonra
kuru-sıcak ve sıcak-nemli bölgelerde önlem
alınması düşünülmelidir. Topografyanın etkisinin
bilinmesi, kurulacak olan hayvan barınaklarının
yerleşim yönünden belirlenmesinde yardımcı
olacaktır. Gün içinde zaman ve mevsime göre
rüzgarın farklı esmesi söz konusu olduğuna göre,
hayvanların gece ve gündüz meraya çıkarılmaları
durumunda tepe ve vadilerden hangisinde otlaması
gerektiği ortaya çıkmaktadır.

9. YAĞIŞIN ETKİSİ

Yağışın çiftlik hayvanlarına doğrudan etkisi
bulunmaktadır. Evaporasyon yolu ile ısı yayımına
yararı olmasına karşın, yem tüketimi ve sağlık
bakımından önemli derecede sorun
oluşturulabilmektedir. Hayvanlar yağmurun fiziksel

etkisine karşı büyük tepki gösterirler. Otlamayı
bırakır ve ayakta hareketsiz kalırlar veya ağaç altı
gibi yerlere gidebilirler. Bu durum özellikle
yağmurun rüzgar ile savrularak yağdığı zaman söz
konusu olup, yağan yağmur sonrası mera yaş ise
yem alımı normalin biraz altına inebilmektedir

Sıcak bir ortamda yağan bir yağmur veya hayvanın
kıl örtüsü üzerinde kalan su buharlaşarak, ısı
dengesini oluşturmada yararlı olur. Bu soğutmanın
düzeyi, suyun kıl örtüsüne nüfuz etme oranı ile kıl
örtüsü kalınlığına bağlıdır. Yağış çok şiddetli
olmadıkça kıl örtüsü, yağmurun geçiş hızını azaltır.
Uzun kıllar da geçiş hızını azaltıcı etki yapmakta
olup, örneğin Asya’daki Yak sığırları ile
İngiltere’deki Highland sığırlarının kılları kiremit
dizilişi şeklindedir. Alttaki kılların üstünde daha
uzun olanlar bulunduğundan, suyun akıp gitmesini
kolaylaştırmaktadır

10. IŞIK

Güneşin doğuşundan batışına kadar geçen süre
olarak tanımlanan fotoperiyot (ışıklama süresi)
bitkiler için kritik olup hayvanın performansı
üzerinde doğrudan etkilidir. Fotoperiyottan en fazla
koyunların etkilenmesine karşın, Avusturya’da
yapılan denemelerde sığırlarda kıl örtüsü büyümesi
ve dökülmesi üzerine etkili olduğu belirlenmiştir
(Özkütük, 1990). Ilıman iklim sığırları tropik bölgeye
götürüldüklerinde, fotoperiyottaki varyasyonun
azlığı nedeniyle kıl örtüsü uyarılmamakta, ilerleyen
dejenerasyon sonucunda ölüm görülebilmektedir.

Fotoperiyot’a ek olarak bulutlanma derecesi ve
süresinin sıcak iklimdeki hayvanlar üzerine
doğrudan ve dolaylı etkileri bulunmakta olup,
bulutlanma solar radyasyonu önlemekte yardımcı
bir etki oluşturarak, hayvanların stresli periyotlarını
azaltmaktadır

12. ATMOSFER BASINCI VE RAKIM

Yükseklik artışı ile birlikte havanın sıcaklığında,
neminde ve basıncında düşüş, hava hızında ise
artış olmaktadır. Her 100 m yükseklik artışında
hava sıcaklığı 1oC düşer. Oksijenin kısmi
basıncında ve dolayısıyla havanın statik
basıncında da yükseklik artışına bağlı olarak
azalma olur. Rüzgar, yağış miktarı ve kar oranı da
yükseklerde alçaklara oranla daha fazladır. Çevre
sıcaklığının düşmesi, kuru veya duyulur ısı kaybını
artırırken, rüzgar hızının artışı ve havanın daha
kuru oluşu çiftlik hayvanlarını kuru ya da duyulur
(radyasyon, kondüksiyon, konveksiyon) veya ıslak
ya da gizli (buharlaşma) ısı kayıplarını artırır.
Yükseklik artışına paralel olarak hava basıncında
ve oksijenin kısmi basıncında düşmelerin olması
da, çiftlik hayvanlarını etkilemekte olup,

yükseklerde sığırların solunum derinlikleri ve kalp
atışları artarken kanın yapısında değişmeler
meydana gelmektedir (Mutaf ve Sönmez, 1984).

Aynı yazarlar, solunum sayısının artmasıyla birlikte
ineklerin 1000 m yükseklikte deniz yüzeyinde
bulunanlara oranla günde 2200 lt daha fazla
oksijene gereksinim duyduklarını bildirmektedirler.
Bu değer Alpler’deki ineklerde 4000 lt/gün O2’e
kadar çıkmaktadır. Hayvanların düşük rakımdan
yüksek rakıma çıkmaları çoğunlukla sorun olmakla
birlikte, bunun tersi de geçerli olup aynı şekilde
problemler ortaya çıkmaktadır. Ani yükseklik
değişmeleri sonunda Brisket (yüksek dağ hastalığı)
sıkça görülmektedir. Atmosfer basıncının düşmesi,
hayvanların fırtınanın geleceğini hissetmelerine ve
davranışsal değişimlere yol açmaktadır

Biyolojik araştırmalarda atmosfer basıncına göre
ayarlama yapmak yaygın bir uygulamadır ve bugün
atmosferik basınç, en çok meteorolojik tahminlerin
yapılmasında kullanılmaktadır. Basınç
değişimlerinin hayvanın performansı üzerine etkisi
sınırlıysa da bu konu üzerinde yeni çalışmalara
gereksinim duyulmaktadır

12. iKLiMSEL STRES ETMENLERiNiN DENETiMi

Ilıman iklime sahip bölgelerde hayvanlar için
optimum çevre koşullarını sağlamak oldukça
kolaydır. Ancak, kışın sıcaklığın sıfırın çok altına
düştüğü bağıl nemin çok yüksek olduğu ya da
yazın sıcaklığın 30oC’nin üzerinde bağıl nemin
%35-40’nın altına düştüğü bölgelerde güçlükler
ortaya çıkar. Böyle durumlarda barınaklarda ısıtma
-soğutma düzeni ve yeterli yalıtım ile istenen
sıcaklık ve bağıl nem sınırları sağlanabilir. Soğuk
bölgelerde hayvanların vücutlarından ısı kayıplarını
önleyici, sıcak bölgelerde de hayvanların
vücutlarından ısı yayımlarını artırıcı önlemler
üzerinde durulmalıdır.

Süt sığırları için stres oluşturabilen ekstrem iklim
koşullarının denetimi için yapılabilecek öneriler
şunlardır:

Evaporatif soğutma: Sıcak havalarda çatılar
ıslatılarak duş, yağmurlama ve fan tesisatı olanağı
sağlanmalıdır.

Yemliklerin üzerine gölgelik temini: İneklerin
yemliklerde daha çok kalarak daha fazla yem
tüketmeleri sağlanmalıdır.

Yemleme saatlerinin değiştirilmesi: Sıcak iklim
bölgelerinde yemlemenin önemli kısmının sabah 4-
6, akşam 21-23 saatlerine çekilmesi önerilebilir.
Ahır temizliği, uygun hava sirkülasyonu ve kuru
zemin temini: Bulaşıcı patojenler ve
mikroorganizmalar için uygun ortam oluşumunun
önlenmesi için barınak içi temizliğine önem
verilerek,uygun hava akımı ve kuru bir zemin
sağlanmalıdır.

Uygun rasyon: Artan enerji açığının yağ ilavesi ile
kapatılmalı, soğuk havalarda kesif yem oranının
artırılmalı, sıcak havalarda da verilen kaba yemin
kolay sindirilebilir ve kaliteli olmasına özen
gösterilmeli, rasyonlar vitamin ve mineral
bakımından desteklenmelidir.
Kaba yemlerin ıslatılarak verilmesi: Kaba yem
tüketimi düşerse sığıra verilen kaba yemlere bir
miktar su ilavesi, yem tüketiminde artışa sebep
olur. Silaj veriliyorsa biraz daha sulandırılarak,
saman ve kuru ot veriliyorsa ıslatılarak verilmesi
yeterlidir.
Soğuk su temini: Verilen suyun kışın donması,
yazın ise ısınması önlenmeli, 10 ºC düzeyinde
olması sağlanmalıdır.

Bazı Yem Katkı Maddeleri Kullanımı: Canlı
maya, niasin ve fungus gibi yem katkı maddelerinin
kullanımı ile stresin etkisi azaltıldığı gibi, süt
veriminde de artış sağlanabilir.
Yapılan tüm çalışmalar sıcak yaz aylarında
alınabilecek bazı önlemlerle süt sığırlarının yüksek
verim düzeylerinin korunmasının mümkün
olduğunu göstermektedir. Ancak süt sığırlarının ani
değişikliklere çok duyarlı olmaları nedeniyle, sürü
idaresinde bir değişiklik yapılacaksa yavaş, dikkatli
ve mutlaka bir araştırma programı ile
gerçekleştirilmesi gereklidir

13. SONUÇ

Süt sığırlarından beklenen verim ancak onlara
optimum çevre koşullarının sağlanmasıyla olasıdır.
Süt sığırları için en uygun çevre koşulları 13-
18oC’lik çevre sıcaklığı, %60-70 oransal nem, orta
derecede solar radyasyon ve saatte 5-8 km’lik
rüzgar hızı olarak nitelenebilir.
Stres kaynağı olarak gösterilebilecek en önemli
iklimsel faktörler ise sıcaklık ve oransal nem olup
bu iki bileşenin birbirine göre durumu sığırlar
üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Havadaki
nem ne kadar yüksek olursa, vücut ısısının
dengelenmesi de o kadar zor olmaktadır. Çevre
koşullarının olumsuz etkileri entansif üretim
koşullarında özellikle yüksek verimli hayvanlarda
daha fazla önem taşımaktadır. Hayvancılıkta
verimliliğin artması için çoğu kez ıslah ve beslenme
üzerinde durulmakta, barınaklarda çevre denetimi
ise genellikle ikinci plana bırakılmaktadır. Oysa
verim yeteneği yüksek ve beslenme durumu yeterli
olan süt sağırlarında çevre denetimi yeterli değilse,
istenen verim düzeyine ulaşılamamaktadır. Bu
nedenle bir yandan işletmelerdeki iklimsel stres
faktörlerinin etkilerini azaltacak önlemler alınırken,
diğer yandan da bu konudaki yetersiz sayıdaki
araştırmaların arttırılmasının bir zorunluluk olduğu
unutulmamalıdır.



14. KAYNAKLAR

Akman, N., Yener, S.M., 1997. Sığır Yetiştiriciliği. “Ed. M.
Ertuğrul, Hayvan Yetiştirme (Yetiştiricilik) 2. Baskı”. s.81-
144, Ankara
Armstrong, D.V., Hillman, P.E., 1999. Effect of cold stress
on dairy cattle performance. http://ansci.colostate.edu/
ran/dairy/armstrong. htm
Berman, A., Folman, Y.M., Kaim, M., Mamen, Z., Herz,
D., Wolfenson, A., Graber, Y. 1985. Upper critical
temperatures and forced ventilation effects for high -
Süt Sığırlarında İklimsel Stres
215
yielding dairy cows in a tropical climate. J.Dairy Sci
(68):488-495.
Bucklin, R.A., Bray, D.R., Bray, D.R., Beede, D.K., 1992.
Methods to relieve heat stress for Florida dairies.
Cooperative Extension Service. Circular 782. University of
Florida.
Carpenter,J.R., 1998. Complexityofan animal’s
environment and its stressors. http.//www.hawaii.edu/
ansc/News/95summer/envstres.htm.
Chase, L.E., Sniffen, C.J., 1988. Feeding and managing
dairy cows during hot weather. http://www.inform.umd.
edu/Edres/Topic/Agric.Eng.
Demirören, E., 2002. Hayvan Davranışları (1.Basım).
E.Ü.Z.F. Yayınları No:547, İzmir.
Ekmekyapar, T., 1991. Hayvan barınaklarında çevre
koşullarının düzenlenmesi. Atatürk Üniversitesi Yay.
No:698, Zir. Fak. Yay. No:306, Erzurum.
Epperson, B., Zalesky, D., 1995. Effects of high heat and
humidity on reproduction in cattle. Extension Extra 2018.
Cooperative Extension Service.College of Agriculture &
Biological Sciences. South Dakota University.
Finch, V.A., 1986. Body temperature in beef cattle: its
control and relevance to production in the tropics. J.
Anim. Sci.(62).531-542.
Gerrit-Rietveld, V.T., 2003. Heat stress in dairy cattle.
http://www.gov.on.ca/OMAFRA/english/livestock/dairy/fac
ts/info_heatstress.htm
Goings, R.,2003. Heat stress also affects dry cows.
http://www.vigortone.com/ heat_stress _article.htm.
Hamada, T., 1971. Estimation of lower critical
temperatures for dry and lactacing dairy cows. J.Dairy
Sci. 54:1704-1705.
Harris, B.J., 1992. Feeding and managing cows in warm
weather. http://hammock.ifas.ufl.edu/txt/fairs/2939
Hillman, P.E., Gebremedhin, K.G., Donald, E.J., 1996.
Effect of heat loss to cold clear skies on daily weight
gains of cattle in winter feedlots. ASAE Annual Meeting,
Paper no:964120 (July 14-18). St. Joseph MI 4905-9659.
USA.
Hunke, M.R., Monty, Jr.D.E., 1976. Physiologic
responses of preparturient and postparturient Holstein-
Fresian cows to summer heat stress in Arizona. Am. J.
Vet. Res. (37):1301-1304.
Jones, G.M., Stallings, C.C., 1999. Reducing heat stress
for dairy cattle. Virgina Cooperative Extention. Publication
Number 404-200. Virginia Polytechnic Institute and State
Universty.
Kadzare, C.T., Murphy, M.R., Silanikove, N., Maltz, E.,
2002. Heat stress in lactating dairy cows: a review.
Livestock Production Sci. 77:59-91.
Keown, F.J., Grant, R.G.,1997. How to reduce heat stress
in dairy cattle. http://www. unl.edu/IANR/PUBS/extnpubs/
dairy/1063 html.
Linn, J., Raeth- Knight, M.,2002. Managing heat stressed
lactating dairy cows. http://hubbardfeeds.com/nmg/dairy/
dairy_heatstress.shtml.
Mader, T., Griffin, D., Hahn, L.R., 2000. Managing feedlot
heat stress.Nebraska Cooperative Extension GOO- 1409-
A. Universty of Nebraska . Lincoln
Marquis, B., 2001. Untitled. http://www.vicsystems.com/
eng/expert.html.
McArthur, A.J., Clark, J.A., 1988. Body temperature of
homeotherms and the conservation of energy and water
J. Therm. Biol. (3) : 9-13
McDowell, R.E., Hoowen, N.W., Camoens , J.K., 1976.
Effects of climate on performance of Holstein in first
lactation. J. Dairy Sci. (59):965-973
McGuire, M.A., Beede, D.K., Collier, R.J., Buonomo, F.C.,
DeLorenzo, M.A., Wolcox, C.J., Huntington, G.B.,
Reynolds, C.K., 1991. Effect of acute thermal stress and
amount of feed intake on concentrations of somatotropin,
insulin-like growth factor (IGF)-I and IGF-II, and thyroid
hormones in plasma of lactating Holstein cows. J.Anim.
Sci.(69):2050-2056
Muller, C.J.C., Botha, J.A., 1993. Effect of summer
climatic conditions on different heat tolerance indicators in
primiparous Fresian and Jersey cows. S. Afr. J. Anim.
Sci.(23):98-103
Mutaf, S., Sönmez, R., 1984. Hayvan Barınaklarında
İklimsel Çevre ve Denetimi. E.Ü.Z.F. Yay .No:438
O’connor, M.L., 1998. Dairy heat stress and reproduction.
Dairy and Animal Sci. Extension. Document number:
28902138. College of Agri. Sciences, Penn State
University.
Öngel, E., Özkütük, K., 2000. Siyah Alaca ineklere sıcak
yaz aylarında duş olanağı sağlanmasının süt verimine
etkisi ve duşa girme alışkanlığına ilişkin davranışın
saptanması. Ç.Ü.Z.F.Dergisi.15(3):119-126.
Özhan, M., Tüzemen, N., Yanar, M., 2001. Büyükbaş
Hayvan Yetiştirme. Atatürk Üniversitesi Zir.Fak.
Yay.No:134. 604 s. Erzurum.
Özkütük, K., 1990. Hayvan Ekololojisi Ç.Ü.Z.F. Ders
Kitabı. No:79, 136 s. Adana.
Özkütük, K., Göncü, S., 1999. Siyah Alaca süt sığırlarına
yaz aylarında isteğe bağlı duş sağlanmasının süt verimi
üzerine etkisi ve duşa girme davranışları. Ç.Ü.Z.F. Dergisi
14(1):99-104.
Quankenbusch, G., 1999. Maintaining herd immunity.
http://www.moomilk.com/ archive/a_health_38.htm.
Schneider, P.L., Beede, D.K., Wilcox, C.J., 1988.
Nycterohemeral patterns of acid-base status, mineral
concentrations and digestive function of lactating cows in
natural or chamber heat stress environments. J.Anim. Sci.
(66):112-125
Shannon, W.,2001. Heat stress in cattle. http://
outreach.missouri.edu/warren/KnowledgeinAction/HeatStr
essInCattle.shtml
Sharma, A.K., Rodriguez, L.L., Mokennen, G., Wilcox,
C.J., Bachman, K.C., Collier, R.J., 1983. Climatogical and
genetic effects on milk composition and yield. J.Dairy
Sci.66:119–126
Singh, S.P., Newton, W.M., 1978. Acclimatization of
young calves to high temperatures: physiological
responses. Am.J. Vet. Res. (39): 795-799.
Smith, J., Dunham, D., Shirley, J., Senior, M.M., 1998.
Coping with summer weather: dairy management
strategies to control heat stress. Kansas State
University.Agricultural Experiment Station and
Cooperative Extension Service. MF-2319.
Smith, J.F., 1996. Why is milk production depressed in
the summer? Dairy Lines. Kansas Dairy Extension News.
Volume:2, Number.7.Manhattan, Kansas
Soydan,E., 2002. Düşük ve yüksek verimli Jersey
siğırlarında süt ve bazı döl verim özelliklerinin mevsimsel
değişimi. O.M:Ü. Fen Bil. Ens. Yük. Lis. Tezi (Basılmadı).
Süt Sığırlarında İklimsel Stres
216
Spiers, E.D., 2003. How cows dissipate heat.
http://www.oznet.ksu.edu/ansi/dairycon/2000HOAcowhea
t.pdf.
Summer, A., Formaggioni, P., Tosi, F., Fossa. E., Mariani,
P., 2003. Effects of the hot-humid climate on rennetcoagulation
properties of milk produced during summer
monthsof 1998andrelationships with thehousing
systems in the rearing of Italian Friesian Cows.
http://www.unipr.it/arpa/facvet/annali/1999/summer. htm
Tyson, J.T., 2003. Ventillation: why, when and how.
http://www.extension.psu.edu/scregion/Agriculture/
AgEngArticles/VentBasics.PDF
Vercoe, J.E., 2003. Climatic and environmental factors
affecting Dairy Productivitiy. htty://www.ssdairy.org/
AdditionalRes/Smhdairy/chap4.html.
West, J.W., 2001. Management considerarions for the
dairy cow during heat stress. http://www.cals.nscu.
edu/an_sci/extension/dairy/repr2000/west.htm
Yousef, M.K., 1985. In: Basic Principles. Physiology in
Livestock, Vol.1. CRC Press, Boca Raton.

7 σχόλια:

  1. In the US, we still express this as cubic inches, feet, or yards.

    Also, keep in mind that the ingredients for the mix should be bought from a home improvement store to insure quality.
    * Not Ideal For Floors: While this is a great option for the walls,
    it's a less-than-impressive option for the floors.

    my blog ... concrete

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  2. It is said that the celebrations will greatly add to Egypt
    flights from other African countries as well as western countries with dense Christian
    population. When Muslims and Christians weren't in good terms, Christian monks believe to have escaped the persecution and found a shelter within the walls of the persecuted tombs and temples of ancient Egypt, but ironically, those monks have ripped many of the reliefs on those tombs because they distracted them from practicing their religion, not to mention that the reliefs represented "fake" religion that they didn't want to be associated with.
    Among Pakistan newspapers, the best-studied papers are
    not always those from the nation's capital. Do you have any of your own experiences to share with readers from all over the Christian community. The higher the or TC the softer and more lustrous the fabric and the more durable and less prone to shrinkage.

    Here is my homepage ... egyptian newspapers

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  3. It is indeed possible to lower high blood pressure by only taking herbal medicines and
    vitamins and eating certain foods that can lower high blood pressure.
    As someone who believes in natural healing methods more than the traditional medicine which has its own
    side effects, I liked the fact that she focuses on natural methods of healing from
    yeast infection. Katz helps clients find relief from the pain without
    resorting to medications or invasive procedures. Walk ins
    are always welcome, or patients can obtain same day appointments easily.
    Her new Bluetooth Headset is obviously the latest model.

    Also visit my weblog ... Broadwater

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  4. And while investigators say the murder victim is linked
    to a "feud," they are not sharing the details about
    that part of the investigation. Also, keep in mind that
    the ingredients for the mix should be bought from a home improvement store to insure quality.
    It is advantageous for the customer to compare the prices for an additional dumpster rental from the normal waste removal company against an offer made by a collector that will place a dumpster for a one-time pickup.


    Review my weblog; concrete

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  5. There are so many ways to use brick, block, slabs,
    rocks, gravel and other stone formations. This running water will in fact speed up your removal of the water and with a simple flip of the valve can add water to the fish tank.

    Thanks for reading this article about Oregon gem mining on Associatedcontent.

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  6. Otherwise you may feel frustration to play these games.
    Sub-Genre: Reality Simulation - Person-centered reality simulation
    games provide the user with the ability to control a single, or
    sometimes a handful, of individual characters. Multiple PC and Controller Support Install on as many PCs/MAC as you
    like. We would like to invite you to join our virtual airline in
    Ireland if you have some time that you can spend with is to
    fly online. If you are looking for a fun way to spend your
    weekends, aflight simulator games is one
    of the most fun things to have.

    ΑπάντησηΔιαγραφή
  7. obviously like your web-site but you need to take
    a look at the spelling on quite a few of your posts.
    Many of them are rife with spelling issues and I find it very bothersome
    to inform the truth however I'll certainly come again again.

    Feel free to visit my blog; new cellulite treatment

    ΑπάντησηΔιαγραφή