Πέμπτη 29 Απριλίου 2010

İnfeksiyοz Bovine Keratokonjunktivitisin Tedavisinde Florfenikol ve Sefuroksim Sodyum Uygulaması

Ozet: Bu calışmada, sut sığırlarında infeksiyoz bovine keratokonjunktivitisin klinik, bakteriyolojik ve virolojik yonden
incelenmesi ile tedavide florfenikol ve sefuroksim sodyumun etkinliklerinin saptanması amaclandı. Klinik olarak incelenen
450 hayvandan 27 (% 6)’sinde blefarospazm, epifora, korneal opasite ve konjunktivitis saptandı. İnfekte hayvanların
gozlerinden alınan svap orneklerinden Moraxella bovis, Escherichia coli, Proteus spp. ve Staphylococcus
aureus izole edildi. İnfekte sığırlardan alınan kan serumlarının mikronotralizasyon testi ile incelenmesi sonucu 3 (%
11.1) sığırda Bovine Herpesvirus-1 (BHV-1) antikoru tespit edildi. Florfenikol ve sefuroksim sodyumun etkinliğini saptamak
amacıyla hayvanlar biri kontrol olmak uzere uc eşit gruba ayrıldı. Deneme gruplarındaki hayvanlara 48 saat ara
ile 3 defa subkonjunktival yolla florfenikol ve sefuroksim sodyum uygulandı. Kulturel yoklama sonuclarına gore florfenikol
ve sefuroksim sodyumun tedavideki etkinliği sırasıyla % 78 ve % 67 olarak saptandı.
Sonuc olarak, keratokonjunktivitisli sığırlardan infeksiyonun primer etkeni olarak M. bovis izole edildi. İnfeksiyoz bovine
keratokonjunktivitisin tedavisinde subkonjunktival yolla florfenikol uygulamasının sefuroksim sodyuma oranla daha etkili
olduğu saptandı.
Anahtar Kelimeler: Florfenikol, keratokonjunktivitis, Moraxella bovis, sefuroksim sodyum, sığır

Giriş
İnfeksiyoz bovine keratokonjunktivitis (IBK), sığırlarda
bir veya her iki gozde konjunktivitis ve ulseratif
keratitis ile karakterize bir goz hastalığı olup
infeksiyonun primer etkeni Moraxella bovis’dir (25).
Hastalıkta nadir olarak olumler gorulmekle birlikte
ozellikle genc hayvanlarda gelişme geriliğine, sut
verimi ve dol veriminin azalmasına, besi performansının
duşmesine ve bircok hayvanda kalıcı

korluğe neden olmaktadır (12,15,16,25,32). İnfeksiyon
direkt kontakt yolla veya vektorler aracılığıyla
duyarlı hayvanlar arasında kısa sure icerisinde
yayılmaktadır (12,14,24). Ozellikle yuz sineklerinin
(Musca autumnalis) kanat ve bacaklarında 3-4 gun
suresince etkenin canlı kaldığı tespit edilmiştir
(24). Mevsimsel olarak ılıman iklim kuşağındaki
bolgelerde yaz aylarında meradaki hayvanlarda
IBK’nın daha yoğun gorulduğu saptanmıştır
(25,27,32).
Hastalığın semptomları arasında başlangıcta
yangı, gozlerde sulanma ve akıntı ortaya cıkmaktadır.
İleriki aşamalarda orta dereceli konjunktivitisden
korneal ulserasyona giden bir tablo ile birlikte
opasite, odem, bazen perforasyon, blefarospazm
ve fotofobi bulunmaktadır. Ulserasyon 48-72 saat
icinde meydana gelebileceği gibi ilk tespit edildiği
sureden itibaren 4-7 gun icerisinde korneayı kuşatacak
şekilde limbal sınırdan kornea merkezine
doğru vaskularizasyon şekillenmektedir
(12,15,19,24). İnfeksiyonun tedavi edilmediği ileri
durumlarda infekte gozde korluk meydana gelmektedir
(24). Cok şiddetli salgınlarda surunun %
60-80’nin etkilenebileceği saptanmıştır
İnfeksiyoz bovine keratokonjunktivitisin tedavisi amacıyla
araştırıcılar bircok antibiyotiği farklı doz, sure
ve uygulama yollarından kullanmışlardır
(2,3,7,8,12,13,21,26). Bu antibiyotiklerden birisi
olan florfenikol M. bovis’den ileri gelen infeksiyonlarda
kloramfenikol ve thiamfenikol’a oranla in
vitro aktivitesi daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Florfenikolun yağlarda cozunurluğu yuksek ve
iyonlarına ayrışımı oldukca duşuktur. Yapılan
araştırmalarda florfenikolun geniş olcude goze ait
dokularda dağılabildiği ve buna bağlı olarak IBK’nın
tedavisinde başarılı sonucların alındığı
bildirilmiştir (3,7). Sefalosporin turevi olan sefuroksim
sodyum da Moraxella spp.’lerden ileri gelen
ceşitli infeksiyonlarda kullanılmaktadır

Bu araştırmada sut sığırlarında infeksiyoz bovine
keratokonjunktivitisi meydana getirebilecek bakteriyel
ve viral etkenlerin ortaya konulması ile birlikte
infeksiyonun tedavisinde subkonjunktival yolla
uygulanan florfenikol ve sefuroksim sodyum etkinliklerinin
saptanması amaclanmıştır

Gerec ve Yοntem
Numuneler: Sut sığırı yetiştiriciliği yapılan bir işletmede
yaşları 3-5 yaş arasında bulunan 450 adet
Holştayn ırkı sığır infeksiyoz bovine keratokonjunktivitis
yonunden incelendi. Klinik olarak keratokonjunktivitis
saptanan sığırlardan bakteriyolojik ve
virolojik incelemelerde kullanılmak uzere numuneler
toplandı. Bakteriyolojik ekimler icin herbir
hayvana ait okular sekresyon steril svap yardımıyla
inferior konjunktival forniks’den aseptik koşullarda
alındı. Svaplar Amies Transport Medium
(Oxoid) icinde bir saat icinde laboratuvara getirildi.
Antibiyotik tedavisi uygulanan hayvanlardan 0., 7.,
14. ve 21. gunde tekrar aynı şekilde svab numuneleri
alındı. Ayrıca hayvanların goz bolgesinden
32 adet sinek (Musca autumnalis) toplandı. Virolojik
incelemelerde kullanılmak uzere steril polystren
tuplere alınan kan ornekleri 3000 rpm’de 10 dakika
santrifuj edilerek kan serumları ayrıldı. Serum
ornekleri 56 ーC’de 30 dakika inaktivasyon işlemine
tabi tutulduktan sonra kullanılıncaya kadar -20 ー
C’lik derin dondurucuda saklandı.

Klinik inceleme: Surudeki sığırlar blefarospazm,
epifora, fotofobi, konjunktivitis, korneal opasite
keratitis, korneal ulser gibi klinik bulgular
yonunden kontrol edildi. Keratokonjunktivitis
saptanan sığırların gozleri calışmanın ilk gununde
pen-light ışık kaynağı ile muayene edildi. Tum
gozler 1-6 arasında Allen ve ark. (2)’nın bildirdiği
şekilde skorlandı. Korneal ulser derinliğini belirlemek
amacıyla 0., 7., 14., ve 21. gunlerde korneaları
flourescein (Fluoreszein SE Thilo, Liba
Lab.) ile boyandı. Aynı gunlerde gozlerde gozyaşı
uretiminin miktarını değerlendirmek icin Schimer’s
(Schirmer Tranentest, Vet Eickemeyer) gozyaşı
testi uygulandı. Bu testte olcum kağıdı goz ile temas
ettirildiğinde oluşan bazal ve refleks gozyaşı
uretimi olculdu.
Bakteriyolojik inceleme: Alınan herbir svab numunesinden
ve iyice ezilen sineklerden etkenlerin
izolasyonu amacıyla % 7 koyun kanı iceren Blood
Agar Base No.2 (Merck), PPLO agar (Acumedia)
ve MacConkey agara (Merck) ekim yapıldı. Petriler
aerobik ve mikroaerofilik koşullarda, 37 ーC’de 24-
48 saat inkubasyona bırakıldı. Besiyerlerinden
izole edilen kolonilerin identifikasyonunda; koloni
mofolojileri, Gram boyama, hareket ve biyokimyasal
testlerden yararlanıldı (25). İzole edilen M.
bovis suşlarının antibiyotik duyarlılıkları % 6 koyun
kanı ilave edilmiş Mueller Hinton agar (Merck) kullanılarak
Kirby-Bauer disk diffuzyon metodu ile
tespit edildi (4). Testte amoksisillin + klavulanik
asit (30 μg, Oxoid), kloksasillin (5 μg, Oxoid), enrofloksasin
(5 μg, Bayer), florfenikol(30 μg, BBL),
gentamisin (10 μg, Oxoid), neomisin (10 μg,
Oxoid), oksitetrasiklin (30 μg, Oxoid), penisilin G
(10 U, Oxoid) ve sefuroksim sodyum (30 μg,
Oxoid) disklerinden yararlanıldı. Calışmada Ankara
Universitesi Veteriner Fakultesi Mikrobiyoloji
Anabilim Dalından temin edilen M. bovis suşu kontrol
amaclı kullanıldı

Virolojik inceleme: Serum ornekleri mikronotralizasyon
testi ile BHV-1 spesifik antikorlar yonunden
Frey ve Liess (11) tarafından bildirilen yonteme
gore test edildi. Testte sulandırılmamış kan serumu
orneklerinde antikor varlığı pozitif sonuc
olarak değerlendirildi

Tedavi: İnfeksiyonun tedavisi amacıyla 27 adet
sığır tesadufi ornekleme yoluyla florfenikol (grup I)
(n=9), sefuroksim sodyum (grup II) (n=9) ve kontrol
(grup III) (n=9) olmak uzere 3 gruba ayrıldı.
Grup I’dekilere florfenikol (Nuflor, Doğu İlac A.Ş.)
ve grup II’dekilere ise sefuroksim sodyum (750
mg) (Zinnat, GlaxoWellcome Ltd.) 48 saat ara ile 3
defa subkonjunktival yolla uygulandı. Uygulama
lokal anestezik damladan 10 dk sonra herbir enjeksiyonda
disposible insulin iğnesi kullanılarak ust
bulbar konjunktival kese altına yapıldı. Grup III’dekilere
ise herhangi bir antibiyotik tedavisi uygulanmadı
ve kontrol grubu olarak gozlendi. Sığırların
gozleri haftada 3 kez olmak uzere 4 hafta boyunca
kontrol edildi. Ayrıca florfenikol ve sefuroksim
sodyumun etkinliklerinin tespiti amacıyla sığırlardan
0., 7., 14. ve 21. gunlerde klinik ve bakteriyolojik
yonden inceleme yapıldı. Herbir hayvanın
muayene ve tedavi uygulamalarında ayrı
disposable eldiven ve onluk kullanıldı.

İstatistiksel analiz: Her uc gruptaki hayvanların
iyileşme oranlarının karşılaştırılmasında Pearson
Khi-kare testi kullanıldı. İstatistiksel analizlerde
SPSS bilgisayar istatistiki 13.0 paket programından
Yararlanıldı

Bulgular
Klinik inceleme: İşletmedeki 450 sığırdan 27 (%
6)’sinde calışma başlangıcında bir veya daha fazla
IBK semptomu tespit edildi. Bu sığırlardan 15 (%
55.6)’nin sağ gozunde 12 (% 44.4)’sinin ise sol
gozunde ulkus kornea goruldu. Hayvanlarda fluorescein
ile korneanın boyanmadığı saptandı.
Schirmer test sonucları ise tum hayvanlarda 30
mm’nin ustunde bulundu. Calışma sonundaki kontrollerde
grup I’de 8 hayvanda (% 88.8) ve grup
II’de 7 hayvanda (% 77.7) IBK semptomlarının
iyileştiği, mikrobiyolojik ve klinik iyileşme gosteren
hayvanlarda Schirmer test sonuclarının da normal
değerlerde (20-25 mm) olduğu tespit edildi

Bakteriyolojik inceleme: İnfekte sığırların 0.
gunde alınan goz svablarından yapılan ekimler
sonucu 6 hayvandan Moraxella bovis, Escherichia
coli ve Proteus spp.; 4 hayvandan M. bovis, E. coli
ve Staphylococcus aureus; 8 hayvandan M. bovis
ve E. coli; 2 hayvandan M. bovis ve Proteus spp.;
3 hayvandan M. bovis ve S. aureus; 4 hayvandan
M. bovis izole ve identifiye edildi. Numunelerin
alındığı diğer 7., 14., ve 21. gunlerde sadece M.
bovis yonunden inceleme yapıldı (Tablo 1). İzole
edilen tum M. bovis suşlarının hemolitik oldukları
ve MacConkey agarda uremedikleri gozlendi.
PPLO agara yapılan ekimlerden ureme saptanmadı.
M. bovis suşlarının antibiyotik duyarlılıklarının
incelenmesi sonucu 27 (% 100)’si
florfenikol,
25 (% 92.5)’i amoksisillin + klavulanik asit ve
sefuroksim sodyuma, 24 (% 88.8)’u enrofloksasine,
22 (% 81.4)’si gentamisine, 21 (% 77.7)’i
neomisine, 20 (% 74)’si oksitetrasikline, 18 (%
66.6)’i penisiline ve 12 (% 44.4)’si kloksasilline
duyarlı oldukları saptandı. Toplanan 32 adet sinekten
yapılan ekimler sonucu 2 (% 6.2)’sinden
Moraxella bovis izole edildi.

Virolojik inceleme: İnfekte 27 sığırdan alınan kan
serumu orneklerinin mikronotralizasyon testi ile
yapılan kontrollerinde 3 (%11.1) adet sığırda BHV-
1 antikoru tespit edildi

Tedavi: Tedavi etkinliğinin saptanması amacıyla
0., 7., 14. ve 21. gunlerde yapılan ekimler sonucu
grup I’de 7. gunde 2 (% 22.2) sığırdan M. bovis
izole edildi. Grup II’de 7. gunde 3 (% 33.3) ve 14.
gunde 1 (% 11.1) sığırdan etken izole edilirken
diğer gunlerde ise uremeye rastlanmadı. Kontrol
grubunda ise 21. gunde 8 (% 88.8) sığırdan etken
izole edildi (Tablo 1). Kulturel yoklama sonuclarına
gore florfenikol ve sefuroksim sodyumun tedavideki
etkinliği sırasıyla % 78 ve % 67 olarak
saptandı.
Tedavi amacıyla florfenikol ve sefuroksim sodyum
uygulanan gruplar arasında sayısal olarak fark
bulunmasına rağmen istatistiki olarak 7. ve 14.
gunde florfenikol ve sefuroksim sodyum uygulanan
gruplar arasında fark bulunamadı. Florfenikol ve
sefuroksim sodyum uygulanan grupların herbiri
kontrol grubu ile karşılaştırıldığında ise gruplar
arasında onemli bir fark bulundu

Tartışma
İnfeksiyoz bovine keratokonjunktivitisin tum dunyada
en yaygın (% 90) primer etkenin Moraxella
bovis olduğu bildirilmektedir (6). Bununla birlikte
infeksiyondan Mycoplasma spp., Neisseria spp.,
Listeria spp., Chlamydia spp., Herpes virus gibi
goze affinitesi bulunan mikroorganizmaların da
izole edilebildiğine dair araştırmalar mevcuttur
(10,20,21,23,25). İnfekte hayvanlarda bu etkenlerce
meydana getirilen semptomların birbirine
benzerlik gostermesinden dolayı sahada infeksiyonun
teşhisinin tam olarak konulamaması, M.
bovis’in ceşitli nedenlerden dolayı izole edilememesi,
antibiyotik duyarlılıklarının saptanamaması,
teşhis konulan olgularda uygun bir antibiyotik
tedavisinin yapılamaması ve bunlara paralel
olarak kontrol programlarının yetersizliğine bağlı
olarak IBK hala bulaşıcı bir hastalık olma ozelliğini
korumaktadır (14,24,25).
İnfeksiyoz bovine keratokonjunktivitis tek bir etken
tarafından meydana getirilebildiği gibi miks tarzda
da seyredebilmektedir (22). M. bovis’den ileri gelen
IBK olgularından Herpes viruslar tespit
edilmiştir (10,30,32). Mevcut araştırmada da
primer etken olarak M. bovis izole edilirken, diğer
bakteriyel etkenlerden E. coli, Proteus spp. ve S.
aureus da izole edilmiştir. Ayrıca 3 sığırda infeksiyoz
bovine rhinotracheitis (IBR)’in pozitif olduğu
saptanmıştır. Elde edilen bulgular araştırıcıların
(10,30,32) sonuclarını destekler niteliktedir. Genellikle
M. bovis ve IBR virusunun birlikte seyrettiği
IBK olgusunun daha cok kış aylarında gorulduğu
bildirilmektedir (30). İnfeksiyoz bovine rhinotracheitis’in
etkeni olan BHV-1 primer infeksiyonun ardından
organizmadan tamamen elimine edilememekte
ve latent durumda kalabilmektedir. Ceşitli
stres faktorleri ile latent virus reaktive olmaktadır.
Boyle latent enfekteler de yaşam boyu virus taşıyıcısı
ve sacıcısı olarak surude infeksiyonun yayılmasında
onemli rol oynamaktadırlar (28,29). Bu
calışmada IBR inaktif marker aşı uygulamadan
once alınan kan serumu orneklerinde antikor tespiti
yapılan hayvanların BHV-1 ile latent infekte
olabilecekleri duşunulmuştur. İnfeksiyonun hayvanlar
arasında bulaştırılmasında insektler başlıca
faktorlerden birisidir (14). Araştırmamızda infeksiyonun
bulunduğu işletmeden cıkan gubrelerin işletme
cevresindeki ekim alanlarının gubrelenmesinde
kullanıldığı ve kaynağını buradan alan
sineklerle gerekli mucadelenin yapılmadığı tespit
edilmiştir. M. bovis ve IBR virusunun duyarlı hayvanlara
bu sinekler aracılığıyla bulaştırılmış olma
olasılığı mevcut bilgileri destekler niteliktedir. IBK’nın
ozellikle genc (<2 yaş) yaştaki ve kultur ırkı
hayvanlarda gorulmesine yonelik calışmaların
sayιsι diğer yaş ve ırk hayvanlara oranla cok daha
fazladır (24,32). İnfeksiyonun hayvanlarda meydana
gelmesinde sadece M. bovis’in hayvanların
gozlerinde bulunmasının yeterli olmadığı ayrıca
infeksiyonda hazırlayıcı faktorlerinde mutlaka bulunmasının
gerektiği saptanmıştır (15,21,24,27).
Genc hayvanlarda IBK’nın daha sık gorulmesinin
başlıca sebepleri arasında M. bovis ile birlikte hayvanların
bizzat immun sistemlerinin de rolunun
bulunduğu bilinmektedir (32). Işık (16), 0-12 aylık
89 hayvanın % 15.7’sinden, 12-36 aylık 29 hayvanın
% 34.5’inden, 36 ay ve yukarı yaştaki 27
hayvanın % 7.4’unden M. bovis izole etmiştir.
Daha ileriki yaş gruplarına yonelik olarak sut sığırlarından
Holzhauer ve ark. (15), M. bovis izole
ederken van Weering ve Koch (30), ilaveten IBR
virusunuda saptamışlardır. Araştırmamızda infekte
hayvanların orta yaş grubunda (3-5 yaşlı) bulunduğu
ve barındırıldıkları ahırda yoğun insektlerin
varlığından dolayı hayvanların kulaklarını surekli
gozlerine doğru hareket ettirdikleri saptanmıştır.
İnfekte hayvanların buyuk coğunluğunda kulaklarına
takılan kupelerin kornea’yı irrite etmesine
bağlı olarak infeksiyonun meydana gelmiş olabileceği
duşunulmektedir.
Antibiyotikler IBK’lı sığırların tedavisinde ve suru
icerisinde bakterinin yayılımının engellenmesi
amacıyla tum dunyada kullanılmaktadır. Hastalığın
erken doneminde subkonjunktival veya topikal
antibiyotik uygulamalarından başarı sonuclar alınmaktadır
(7,9,12). Tedavide giderleri goz onune
alındığında gelişi guzel ve bilincsiz antibiyotik kullanımı
onemli ekonomik kayıplara yol acmaktadır.
Ayrıca, antibiyotiklere karşı şekillenen direnclilik
olgusu da diğer onemli bir problemdir. Farklı
surulerden veya aynı surudeki farklı hayvanlardan
izole edilen M. bovis’lerin antibiyotiklere karşı farklı
yanıt verebildikleri gosterilmiştir (9, 13, 16, 22, 25,
31). Bu durum araştırıcıların da bildirdiği gibi bakterilerin
oldukca değişkenlik gostermesinden ve
yuksek virulense sahip olmalarından kaynaklanabileceğini
duşundurmektedir.
Araştırıcılar IBK’nın tedavisinde ceşitli antibiyotiklerden
yararlanmışlardır. Prokain penisilin G ile
yapılan uygulamalarda M. bovis infeksiyonunun
sağaltıldığı, korneal epitelyumun da yenilendiğini
tespit edilmiştir (1,2,12). Ayrıca enrofloksasin ve
penisilin + streptomisin kombinasyonunun kullanıldığı
bir calışmada IBK’nın tedavisinde başarılı
sonuc alınmıştır. Enrofloksasinin penisilin + streptomisin
kombinasyonuna oranla tedavide daha
etkin olduğu bildirilmiştir (18). Moraxella spp. infeksiyonuna
karşı oral ve paranteral sefuroksim uygulanmasına
yonelik araştırmalar da mevcuttur
Antibiyotiğin etki etmemesi veya ilacın uygulanması
esnasında karşılaşılan problemlere bağlı
olarak başarısız sonuclar alınabilmektedir. İnfeksiyoz
bovine keratokonjunktivitisin tedavisinde antibiyotiklerin
uygulanmasına yonelik ozellikle
subkonjunktival yolun diğer uygulama yollarına
gore avantajlı olduğu bildirilmiştir (1,14,26). İntramuskuler
tedavide gozde ve gozyaşı bezinde yeterli
ilac konsantrasyonuna ulaşılması icin yuksek
dozda ilac verilmesi gerektiğinden IBK tedavisinde
onerilmemektedir (6). Calışmada, bu yuzden florfenikol
ve sefuroksim sodyumun subkonjunktival
uygulamadaki etkinliği araştırılmıştır. İneklere
subkonjunktival yolla 48 saat ara ile 3 kez antibiyotik
uygulaması yapılmıştır. Bunun sonucunda
IBK tedavisinde subkonjunktival uygulamanın
başarı ile kullanılabileceği tespit edilmiştir.
Dueger ve ark. (7), buzağılarda M. bovis’den ileri
gelen olgularda florfenikol uygulamasının ozellikle
korneal ulserin iyileşme suresini kısalttığını, klinik
al şiddeti ve bakteri miktarını azalttığını ve nihayetinde
hastalığın kontrol altına alınmasında
etkili bir uygulama olduğunu saptamışlardır. Benzer
bir calışmada, deneysel olarak M. bovis’le infekte
edilen buzağıların tedavisinde florfenikol uygulanmış
ve kontrol grubundaki tedavi edilmeyen
buzağılardaki iyileşme suresi yonunden karşılaştırılmıştır.
Florfenikol uygulanan buzağılarda
iyileşmenin dort kat daha fazla olduğu saptanmıştır
(8). Calışmada her iki tedavi grubunda, kontrol
grubuna gore iyileşme oranlarında istatistiksel
olarak onemli derecede fark bulunmuştur.
Sonuc olarak, bu calışmada keratokonjunktivitis
saptanan sığır surusunden primer etken olarak M.
bovis izole edildi. Doğal olarak meydana gelen
IBK’nın tedavisinde subkonjunktival yolla uygulanan
florfenikolun, sefuroksim sodyuma oranla
daha etkin olduğu saptandı. Ayrıca kontrol programlarının
da dikkatli bir şekilde yerine getirilmesinin
M. bovis’den ileri gelen IBK’nın suruden
eradike edilmesi acısından onemli olduğu
kanaatine varıldı.

Teşekkur
Araştırmamızda referans suş olarak kullanılan M.
bovis’in temini hususunda yardımlarını
gorduğumuz Ankara Universitesi Veteriner
Fakultesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı oğretim uyesi
Sayın Prof. Dr. Jale ERDEĞER
PARACIKOĞLU’na ve calışmanın istatistiki değerlendirmesindeki
katkılarından dolayı Erciyes Universitesi
Tıp Fakultesi Biyoistatistik Anabilim Dalı
oğretim gorevlisi Sayın Uzm. Ahmet OZTURK’e
teşekkur ederiz.

Kaynaklar
1- Abeynayake P, Cooper PS, 1989. The
concentration of penicillin in bovine
conjunctival sac fluid as it pertains to the
treatment of Moraxella bovis infection. (I)
Subconjunctival injection. J Vet Pharmacol
Ther, 12:25-30.
2- Allen LJ, George LW, Willits NH, 1995. Effect
of penicillin or penicillin and dexamethasone in
cattle with infectious bovine
keratoconjunctivitis. J Am Vet Med Assoc,
206:1200-1203.
3- Angelos JA, Dueger EL, George LW, Carrier
TK, Mihalyi JE, Cosgrove SB, Johnson JC,
2000. Efficacy of florfenicol for treatment for
naturally occurring infectious bovine
keratoconjunctivitis. J Am Vet Med Assoc,
216:62-64.
4- Hindler J, 1992. Antimicrobial susceptibility
testing. Isenberg HD. Pezzlo M. Mangels JI.
Master RN. McGinnis MR. Hindler J. Garcia
LS. Clarke LM. Folds JD. Tenover FC.
Gilchrist MJR. Baron EJ. Sewell DL. Salkin IF.
eds. Clinical Microbiology Procedures
Handbook. Washington DC: ASM Press, p.
5.1.1.-5.25.1.
5- Brook I, 2004. Use of oral cephalosporins in
the treatment of acute otitis media in children.
Int J Antimicrob Agents, 24:18-23.
6- Drechsler P, 2001. Area Specialized
Agent-Dairy. NC State University and NC A&T
State University North Carolina, p.1.
7- Dueger EL, Angelos JA, Cosgrove S, Johnson
J, George LW, 1999. Efficacy of florfenicol in
the treatment of experimentally induced
infectious bovine keratoconjunctivitis. Am J
Vet Res, 60: 960-964.
8- Dueger EL, George LW, Angelos JA,
Tankersley NS, Luiz KM, Meyer JA, Portis ES,
Lucas MJ, 2004. Efficacy of a long-acting
formulation of ceftiofur crystalline-free acid for
treatment of naturally occurring infectious
bovine keratoconjunctivitis. Am J Vet Res,
65:1185-1188.
9- Erdeğer J, Aydın N, 1991. Sığırlardan izole
edilen Moraxella bovis suşlarının bazı karakteristik
ozellikleri. J Vet Anim Sci, 15:140-147.
10- Fiorentino A, Peralta M, Odeon A, Malena R,
Bowden R, Paolicchi F, 2001. Lesiones oculares
en terneros con queratoconjuntivitis infecciosa
bovina infectados experimentalmente
y en forma con Moraxella bovis. Rev Med Vet,
82:166-170
11- Frey HR, Liess B, 1971. Vermehrungskinetik
und vermendbarkeit eines stark
zytopatogenen VD-MD virus stammes fur
disgnostische untersuchungen mit der
mikrotiter-methode. Zbl Vet Med B, 18:61-71.
12- George LW, 1990. Antibiotic treatment of
infectious bovine keratoconjunctivitis. Cornell
Vet, 80:229-235.
13- George L, Mihalyi J, Edmondson A,
Daigneault J, Kagonyera G, Willits N, Lucas
M, 1988. Topically applied furazolidone or
paranterally administered oxytetracycline for
the treatment of infectious bovine
keratoconjunctivitis. J Am Vet Med Assoc,
192:1415-1422.
14- Gerhardt RR, Allen JW, Gren WH, Smith PC,
1982. The role of the face fly in an episode of
infectious bovine keratoconjunctivitis. J Am
Vet Med Assoc, 180:156-159.
15- Holzhauer M, Visser IJ, van Maanen K, 2004.
Infectious bovine keratoconjunctivitis (IBK) in
cows, clinical and lab review at four farms.
Tijdschr Diergeneeskd, 129: 526-529.
16- Işık N, 2002. İnfeksiyoz bovine keratokonjunktivitis’li
sığırlardan Moraxella bovis etkenlerinin
izolasyonu, identifikasyonu ve antibiyotiklere
duyarlılığı. Veteriner Kontrol ve
Araştırma Enstitusu Mudurluğu, Erzurum,
Proje Numarası: TAGEM/HS/99
17- Jacobs MR, Bajaksouzian S, Windau A, Good
CE, Lin G, Pankuch GA, Appelbaum PC,
2004. Susceptibility of Streptococcus
pneumoniae, Haemophilus influenzae, and
Moraxella catarrhalis to 17 oral antimicrobial
agents based on pharmacodynamic
parameters: 1998-2001 US surveillance
study. Clin Lab Med, 24:503-530.
18- Kibar M, Gumuşsoy KS, Ozturk A, 2004.
Evaluation of various antibiotics treatments in
calves with infectious bovine
keratoconjunctivitis. The 12th Congress of
Mediterranean Federation for Health and
Production of Ruminants. September, 16-19,
İstanbul-Turkey.
19- Moore CP, 2002. Diseases of eye. Smith BP.
ed. Large Animal Internal Medicine. Third
Edition. St. Louis: Mosby, p. 1168-1170.
20- Naglić T, Sanković F, Madić J, Hajsig D, Šeol
B, Busch K, 1996. Mycoplasmas associated
with bovine conjunctivitis and
keratoconjunctivitis. Acta Vet Hung, 44:21-24.
21- Nagy A, Vandersmissen E, Kapp P, 1989.
Further data to the aetiology, pathogenesis
and therapy of infectious bovine
keratoconjunctivitis. Comp Immunol Microbiol
Infect Dis, 12:115-127.
22- Okumuş Z, Kirecci E, Kısa F, Kaya M, 2005.
Screening conjunctival bacterial flora and
antibiogram tests in cattle. J Anim Vet Adv,
4:845-847.
23- Otter A, Twomey DF, Rowe NS, Tipp JW,
McElligott WS, Griffiths PC, O’Neill P, 2003.
Suspected chlamydial keratoconjunctivitis in
British cattle. Vet Rec, 152:787-788.
24- Oury MP, Scharko P, Johns J, 2002. Pinkeye
in cattle. Kentucky: Cooperative Extension
Services, p.135.
25- Quinn PJ, Carter ME, Markey B, Carter GR,
2002. Clinical Veterinary Microbiology.
Edinburg: Mosby, p. 284-286.
26- Samsar E, Akın F, Gokce P, Bilir B, 1993.
Sığırların enfeksiyoz keratokonjunktivitislerinde
subkonjunktival antibiyotik ve
alfakimotripsin enzimi uygulamaları. Ankara
άniv Vet Fak Derg, 40:453-474.
27- Snowder GD, Van Vleck LD, Cundiff LV,
Bennett GL, 2005. Genetic and environmental
factors associated with incidence of infectious
bovine keratoconjunctivitis in preweaned beef
calves. J Anim Sci, 83:507-518.
28- Straub OC, 1990. Infectious Bovine
Rhinotracheitis. Dinter Z. Morein B. Eds. Virus
Infections of Ruminants. London: Elsevier
Publishers, p. 71-108.
29- Straub OC, 1991. BHV-1 infections: relevance
and spread in Europe. Comp Immun Microbiol
Infect Dis, 14:175-186.
30- van Weering HJ, Koch MJ, 1992. An outbreak
of keratoconjunctivitis in a dairy farm. Tijdschr
Diergeneeskd, 118:82-84.
31- Webber JJ, Fales WH, Selby LA, 1982.
Antimicrobial susceptibility of Moraxella bovis
determined by agar disk diffusion and broth
microdilution. Antimicrob Agents Chemother,
21:554-557.

32- Webber JJ, Selby LA, 1981. Risk factors
related to the prevalence of infectious bovine
keratoconjunctivitis. J Am Vet Med Assoc,

Δεν υπάρχουν σχόλια:

Δημοσίευση σχολίου