Τετάρτη 5 Μαΐου 2010

Süt Sığırcılığı Sürü Yönetiminde Döl Verimi



Özet
Süt sığırcılığında istenilen verimlerin elde edilmesi ve sürünün devamı, başarılı bir sürü idaresine bağlıdır. Sürü yönetimi
denildiğinde, bir süt sığırı işletmesinden sağlanan geliri en üst seviyeye çıkarmak amacıyla, sürü düzeyinde yapılması gereken
uygulamalar anlaşılmalıdır.
 Döl verimi bir sığırcılık işletmesinde iyi bir ekonomik sonuç almada daima göz önünde tutulması
gereken oldukça önemli bir faktördür. Bir işletmede döl verim düzeyini gösteren ölçütler; ilkine buzağılama yaşı, buzağılama
aralığı, servis periyodu, buzağılamadan sonraki ilk kızgınlık, buzağılamadan sonra ilk tohumlama, iki kızgınlık arası süre, gebe
kalma oranı, gebelik başına tohumlama sayısı, buzağılama oranı ve üreme etkinliği' dir.

Giriş
Süt sığırcılığında istenilen verimlerin elde edilmesi ve
sürünün devamı, başarılı bir sürü idaresine bağlıdır.
Sürü yönetimi denildiğinde, bir süt sığırı işletmesinden
sağlanan geliri en üst seviyeye çıkarmak amacıyla, sürü
düzeyinde yapılması gereken uygulamalar
anlaşılmalıdır. Bir başka ifade ile yetiştiricinin üretim
politikası, sürü yönetimi olarak ifade edilebilir (Akman,
1998 ).
Sürü yönetiminin amacı; hayvanların rahat ve
konforunu da dikkate alarak sürüyü bir iş adamı
yaklaşımıyla yönetmektir. Bu bakış açısıyla sürüdeki
hayvan sayısına bağlı olmaksızın, bu hayvanlara ait
veriler toplanır, değerlendirilir, işletmeye yönelik
kararlar alınır ve uygulanması sağlanır. Böylelikle sürü
yönetimi hiçbir zaman sonlanmayan bir döngü şeklinde
devam eder (Öz ve Bilgen, 2002).
Süt sığırcılığında sürü yönetiminin en önemli
hedeflerinden birisi kârlılıktır. Bu amaçla insan, sığır,
toprak, sermaye ve diğer kaynakların doğru kullanılması
gerekmektedir. Ayrıca yönetici sorunları saptamalı,
gelir ve giderleri göz önüne alarak uygun çözümler
üretmeli ve bunları uygulayabilmelidir. Hedefleri
belirleme, kaynakları tahsis etme, planlama, uygulama,
değerlendirme ve gözden geçirme ile ilgili konularda
yöneticinin kararları işletmenin başarılı ya da başarısız
yönetilmesine neden olacaktır (Önenç ve Kaya, 2002).
Sürü yönetimi uygulamaları ile;
- İşletmedeki tüm işlemler tanımlanır.
- Karar alınması ve bunların uygulanması sağlanır.
- İşletmenin gelişimi takip edilir.
- Geleceğe yönelik planlar yapılır (Öz ve Bilgen, 2002).

Döl Verimi
Döl verimi bir sığırcılık işletmesinde iyi bir ekonomik
sonuç almada daima göz önünde tutulması gereken
oldukça önemli bir faktördür. Döl verimi sürü
yönetiminden büyük ölçüde etkilenir. İyi bir döl
veriminin anlamı; daha yüksek günlük süt verimi,
yıllara göre daha fazla buzağı üretimi, daha yüksek bir
verim için daha fazla seleksiyon imkanı demektir
(Yüksel ve ark., 2000). Üreme gücü iyi olan bir sürüde
bütün ineklerden her yıl birer yavru alınır. Ancak bir
çok sürüde döl verimi düşük seviyededir. Uzun
buzağılama aralıkları ve düşük döl tutma oranları bu
durumun göstergesidir. Döl verim düşüklüğünün başlıca
nedeni kötü sürü yönetimidir (Tümer, 2001).
Süt sığırları çoklu kızgınlık gösteren (poliestrus) ve
mevsime bağlı olmayan düzenli bir döngüye sahiptirler
(Önenç, 1996). Yani, sığırlar yılın her mevsiminde döl
verebilen hayvanlardır (Soysal, 1989). Süt sığırlarına
ait bazı üreme özellikleri Çizelge 1' de verilmiştir

Çizelge 1. Süt sığırlarının bazı üreme özellikleri

Özellikler Birim Ortalama Değişim
sınırları
Eşeysel olgunluk yaşı ay 10 6-14
Kızgınlık döngüsü uzunluğu gün 21 18-24
Kızgınlık süresi saat 18 10-24
Yumurtlama zamanı (kızgınlığın
bitiminden)
saat 11 5-16
Yumurtanın fertil ömrü saat 18 18-20
Spermatozoidin olgunlaşması saat 5 5-6
Spermatozoidin fertil ömrü saat 30 30-48
Gebelik * gün 278 280-285

* Siyah Alaca sığırlar için


Bir İşletmede Döl Verim Düzeyini Gösteren
Ölçütler
Bir işletmede döl verim düzeyini gösteren ölçütler
şunlardır (Tümer, 2001).
İlkine Buzağılama Yaşı
İneklerin ilk defa buzağıladığı yaştır. Doğal olarak ilk
defa damızlıkta kullanma yaşına bağlıdır. Düvelerin
ilkine damızlıkta kullanılma yaşı; hayvanın
gelişmesinde, yaşam boyu veriminde ve kondüsyonunda
bir gerilemeye yol açmayacağı en erken yaştır.
Erken yaşta damızlıkta kullanmanın şu yararları vardır
(Kaya ve ark., 1998).
- Düve yetiştirme maliyeti düşer.
- Ömür boyu süt ve döl verimi yüksek olur.
-Generasyonlar arası sürenin kısalmasıyla seleksiyonda
sağlanacak genetik ilerleme artar.
- Sürüde üreme hızı artar
Bir hayvanın, hayatının her gününe düşen verimin
maksimum olabilmesi için, ilkine buzağılama yaş
ortalamasının 24 ay olması gerekir (Şekerden ve
Özkütük, 2000). Düvelere ilk tohumlama, hayvanlar
ergin ağırlıklarının 2/3’üne ulaştıklarında yapılabilir
(Tümer, 2001). Türkiye’de yetiştiriciliği yapılan kültür
ırkı sığırlardan Siyah Alaca’ ların 320-330 kg, İsviçre
Esmer’ lerinin 325-340kg ve Jersey’ lerin 250 kg canlı
ağırlıkta iken ilk defa gebe bırakılmaları önerilmektedir.
Bu ırkların melez genotipleri ise saf ırklar için belirtilen
canlı ağırlığın % 85-90’ nına ulaştıklarında ilk defa
damızlıkta kullanılabilirler (Kaya ve ark., 1998). Siyah
Alaca ırkı düveler yüksek düzeyde besleme ve iyi
bakımla 14-15 ay civarında tohumlanabilir. Bunun
sonucu ilkine buzağılama yaşı 23-24 ay civarında olur
(Yüksel ve ark., 2000). Bu yaşın 24 ay’ ı aşması, bir
problemin var olduğunu gösterir. Nedenler belirlenip
giderilmelidir (Şekerden ve Özkütük, 2000).

Buzağılama Aralığı
Birbirini izleyen iki doğum arasındaki süredir.
Buzağılama aralığının; süt sığırcılığında optimum 12 ay
olması istenir (Kaya ve ark., 1998). Ancak uygulamada,
buna tam olarak ulaşılamaz. Bir sürüde buzağılama
aralığı süresi ortalamasının 13 ay'ı geçmesi durumunda
nedenler belirlenip sorunlar giderilmelidir (Şekerden ve
Özkütük, 2000). Her ne kadar süt verimi yüksek
hayvanlarda buzağılama aralığı daha uzun olsa da,
yetiştiricilerin çoğu ve üreme uzmanları buzağılama
aralığının 13 aydan büyük olmaması gerektiği ilkesinde
hem fikirdirler (Önenç, 1996).

Servis Periyodu
İneğin buzağılamasından yeniden döl tutuncaya kadar
geçen süredir (Şekerden ve Özkütük, 2000). Buzağılama
aralığının 12 ay dolaylarında gerçekleşmesi için servis
periyodunun 70-90 gün olması gerekir. Servis periyodu'
nun 70 - 90 günde gerçekleşmesi için inekler doğumdan
sonra gözlemlenen ilk kızgınlık yerine onu izleyen
ikinci kızgınlıkta tohumlanmalı ve gebe kalmalıdır
(Kaymakçı ve ark.,1999). Servis periyodu uygulamada
ortalama 100 gün kabul edilir. Bu sürenin 110-115 günü
aşması önemli bir sorun olduğunun kanıtıdır (Şekerden
ve Özkütük, 2000).
Servis periyodunu etkileyen etmenlerden biri de
involüsyon süresidir. İnvolüsyon; doğumdan sonra
üreme organlarının gebelik öncesindeki ölçü ve
durumlarına dönüşmesi olayına verilen addır. Bu olayın
gerçekleşmesi için geçen süreye de involüsyon süresi
denir. İnvolüsyon süresi; sığırlarda ortalama 30-35
gündür (Kaymakçı ve ark.,1999).
Buzağılamadan sonraki ilk kızgınlık
Normal ve sağlıklı inekler buzağılamadan sonraki 40
gün içinde kızgınlık gösterirler. İlk kızgınlık
buzağılamayı izleyen ilk 10 gün içinde görülebilir.
Ancak bu ilk kızgınlık her zaman saptanmayabilir.
Çünkü işaretleri zayıftır. Eğer bir inekte buzağılamadan
sonraki 60. gün civarında kızgınlık gözlenmezse bu
durum aşağıda belirtilen bazı nedenlerden kaynaklanmış
olabilir:
-İnek kızgınlık göstermiştir fakat yetiştirici bu kızgınlığı
fark edememiştir (kızgınlığı izlemede yetersizlik).
Birçok durumda bu başlıca nedendir.
- İnek normal değildir. İnekte endometritis veya kistik
folikül problemleri vardır. Bu durumda bir veterinere
başvurulmalıdır.
- Zayıf besleme koşullarında özellikle eksik protein ve
mineral beslenmesi söz konusudur.
- Çok yüksek verimli ineklerde ilk kızgınlık bazen
buzağılamadan çok sonra olabilir (Yüksel ve ark.,
2000).

Buzağılamadan sonra ilk tohumlama
İdeal buzağılama aralığı olan 365 güne ulaşılabilmek
için tohumlamaların buzağılamadan sonra olabildiğince
erken başlatılması gereklidir. Buzağılamadan sonra her
ineğin belli bir süre dinlenip üreme organlarının
yenilenmesine ihtiyacı vardır. Normal sağlıklı inekler
buzağılamadan sonraki 40. günden sonra başarı ile
tohumlanabilir veya boğaya verilebilir. Bununla beraber
bu gibi erken tohumlamalarda gebelik oranı düşüktür
(% 40-50 veya daha az). Buzağılamadan sonra ilk
tohumlamanın 60. gün civarında yapılması halinde
gebelik oranı normal olarak daha yüksektir (% 60-70)
(Tümer, 2001). Çizelge 2 ' de buzağılama ve ilkine
tohumlama zamanı aralığına bağlı olarak sürünün
durumu değerlendirilmiştir (Önenç ve Kaya, 2002).

Çizelge 2. Buzağılama ve ilkine tohumlama süresine
bağlı olarak sürünün değerlendirilmesi

Buzağılama-İlkine tohumlama zamanı (gün ) Tanımlama
60 – 75 Mükemmel
76 – 82 Tatmin edici
83- 90 Hafif sorunlu
91- 100 Sorunlu
100 > Ciddi sorunlu
İki kızgınlık arası süre, tohumlamalar

İki kızgınlık arası süre ortalama 21 gündür. Eğer bir
inek yapılan tohumlamadan sonra gebe kalmazsa
ortalama 21 gün sonra tekrar kızgınlık gösterir.
Buzağılamadan sonraki kısa sürede (ilk 6 hafta içinde)
olabilecek kızgınlık periyotları daha kısa ve düzensizdir
(Yüksel ve ark., 2000).
İnek ya da düvelerde kızgınlık sürelerinin başlangıcını
saptamak zordur (Kaymakçı ve ark., 1999). Kızgınlık
süreleri farklı olabileceğinden kızgınlığın ne zaman
başladığı iyi bilinmelidir. Kızgınlığın başlangıcı
hakkında doğru bir bilgiye sahip olabilmek için iyi ve
düzenli kızgınlık kontrolleri yapılması şarttır (Tümer,2001)

İneklerde kızgınlık yaklaşık 18-24 saat sürmektedir.
Kızgınlık başlangıcını takip eden 12. ile 18. saatler
arasında yapılan tohumlamalar başarılı bir döl verimi
için en uygun zamandır (Güngör ve Tümer, 1999). Yani
tohumlama için en iyi zaman kızgınlığın ikinci yarısının
başlangıcından, kızgınlık belirtilerinin bittiği ilk 8 saate
kadar olan zamandır (Tümer, 2001). Bu nedenle
pratikte; sabah kızgınlık gösteren inek ve düvelerin
öğleden sonra, öğleden sonra kızgınlık gösterenlerin ise
ertesi sabah tohumlanması veya aştırılması
önerilmektedir (Soysal, 1989).

İneklerde gözlenen kızgınlık belirtileri şunlardır
(Güngör ve Tümer, 1999; Yüksel ve ark., 2000; Önenç
ve Kaymakçı, 2004);
- Diğer ineklerin kendisine atlamasına izin verir.
- Diğer hayvanların üreme organlarını sık sık koklar.
- Sık sık bağırır, huzursuzdur, sinirlidir.
- Ahırda diğerleri yatarken ayakta durur, yatmaz.
- Grup halinde dolaşma eğilimi gösterirler.
- Normalden daha az dinlenerek zaman geçirirler.
- Sağrı ve kuyruk başı kirli ve mukoza akıntıları ile
bulaşıktır.
- Süt verimi aniden belirgin bir şekilde düşer.
- Yem yeme isteği azalır.
- Vücut ısısı biraz yüksektir (1 °C kadar).

Kızgınlıkları doğru bir şekilde saptamak için, sığırların
bulunduğu yerler (barınak içi, gezinme alanı, sağım yeri
girişi, mera, yemlik önü) günde en az 3 kez 30 dakika
süresince gözlenmelidir. Genellikle günün erken saatleri
ve akşam gözlemler yapılmalıdır. İneklerin kızgınlık
belirtilerini tam olarak gösterebilmesi için
barındırıldıkları ortamın temiz olması, zeminin kaygan
olmaması gerekir. Tırnak bakımları da düzenli
yapılmalıdır. Tırnak bakımı yapılmayan inekler
diğerlerinin üzerine atlamaz. Kızgınlıkları saptamadaki
başarıyı etkileyen çok sayıda etmen bulunmaktadır. Bu
etmenler Çizelge 3’ de özetlenmiştir.
Buzağılamadan tohumlamaya kadar geçen sürede süt
verim düzeyi, net enerji dengesi, güç doğum ve diğer
sağlık sorunları ineğin kızgınlık göstermesini
etkilemektedir. Sıcaklık önemli bir çevresel etmen
olarak karşımıza çıkar. Hava sıcaklığı 27 °C’ nin
üzerine çıktığında kızgınlık süresi kısalırken, kızgınlık
belirtilerinin saptanması zorlaşmaktadır. Aynı etki çok
soğuklarda da ortaya çıkmaktadır. Ahır zemini,
kızgınlıkların görülmesinde önemli bir diğer çevresel
etmen olarak kabul edilmektedir. Yapılan çalışmalar
toprak zeminde biniş aktivitesinin beton zemine göre
daha iyi olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan, kızgınlık
belirtilerini saptamadaki başarı, kızgınlıkları

Çizelge 3. Kızgınlıkların saptanmasında başarı oranını etkileyen etmenler

İnek kaynaklı Çevre kaynaklı İnsan kaynaklı
Enerji dengesi
Vücut kondüsyonu
Sağlık durumu
Üreme organları
Yavru atma oranı
Plesantanın atılamaması
Uterus enfeksiyonu
Yumurtalık kistleri
Sıcaklık
Havalandırma
Ahır zemini
Sürüde gruplandırma stratejisi
Kızgınlık belirtileri konusunda bilgi düzeyi
Gözlem sıklığı
Gözlem zamanı
Sorumlu kişinin ciddiyeti
Gözlemlerin kaydı

gözlemeden sorumlu olan kişinin hayvan davranışlarını
yorumlama yeteneğine de bağlıdır. Çünkü kızgınlık
davranışları hayvandan hayvana değişim gösterebilir.
Çoğu zaman ineğin tohumlanması yada
tohumlanmaması konusunda kararsız kalınır. İneklerin
biniş davranışları dışında diğer davranışları da
değerlendirilmelidir (Önenç ve Kaymakçı, 2004).

Gebe Kalma Oranı
Buzağılamadan sonraki ilk tohumlatmada gebe kalma
oranı çiftliğin döl verimliliğini gösteren önemli bir
ölçüttür (Yüksel ve ark., 2000). Gebe kalma oranı, sürü
düzeyinde ilk tohumlamada gebe kalanların oranını
veren bir ölçüttür (Kaya ve ark., 1998). Ancak bu ölçüt;
sperma kalitesi, ineğin sağlığı, tohumlama zamanı,
sperma taşıma ve tohumlama tekniğine bağlı olarak
değişmektedir (Önenç ve Kaya, 2002).
Gebelik oranının % 60-70 olması iyi bir üreme gücünün
işaretidir. Eğer ilk tohumlamadan sonra saptanan
gebelik oranı % 60-70 ' den az ise bu durum üreme
gücünün düşük olduğunu ifade eder (Tümer, 2001).
Pratikte ilk tohumlamada gebe kalanların oranının % 60
olması, bu oranın iki tohumlama sonunda % 80' e,
üçüncünün sonunda ise % 90’ a ulaşması normal kabul
edilir. Eğer 3. tohumlama sonunda bir sürüde 1., 2. ve 3.
tohumlamalarda toplam gebe kalanların oranı % 85 den
aşağı ise, sürüde bir üreme probleminin olduğuna karar
verilir (Şekerden ve Özkütük, 2000).

Gebelik başına tohumlama sayısı
Bir sürüde her bir gebelik için gerekli olan ortalama
tohum sayısı olup, ideali 1’dir. Ancak, buna ulaşmak
mümkün olmaz (Şekerden ve Özkütük, 2000). Doğal
aşımda her gebelik için 1.2-1.3 tohumlama normal
kabul edilirken yapay tohumlamada her gebelik için
maksimum 2 tohumlama normal kabul edilmektedir
(Kaya ve ark., 1998).
Bir işletmede, inek başına ortalama tohumlama sayıları,
o işletmedeki üreme gücü zayıf ve ancak çok sayıda
tohumlama sonrası gebe kalabilen ineklerin sayısından
olumsuz etkilenir (Önenç ve Kaya, 2002). Bir ineğe
gebe bırakmak için gerekli tohumlama sayısının
yüksekliği sürüde düşük döl verimliliğine sahip
ineklerden ya da kızgınlık teşhisi bakımından uygun
yönetilmemiş ineklerden ileri gelir (Yüksel ve ark.,
2000).

Buzağılama Oranı (Doğan Buzağı Oranı)
Sürü düzeyinde toplam inek sayısına göre yılda doğan
buzağı oranını tanımlar. İyi yönetilen işletmelerde
buzağılama oranı % 90' ın üzerindedir. % 80-90 oranı
orta, % 80' nin altındaki sürüler sorunludur (Kaya ve
ark., 1998).

Üreme Etkinliği
Üreme etkinliği; bir ineğin gebe kalıp canlı bir buzağı
doğurabilme yeteneği olarak tanımlanabilir (Önenç,
1996). Sığırların her yıl buzağı vermesi ilkesine göre
düzenlenmiş bir ölçüttür. Sürüde inek başına yılda
ortalama bir canlı buzağı elde ediliyorsa üreme etkinliği
% 100' dür. Üreme etkinliği için % 75-85 değeri uygun
sayılır (Kaya ve ark., 1998).
Yukarıda anlatılan ölçütlerin ideal koşullar altında
optimal değerleri Çizelge 4’de verilmiştir (Önenç, 1996;
Kaya ve ark., 1998).


İneğin doğurduğu canlı buzağı sayısı
Üreme etkinliği=12 x-------------------------------------------x100

[İneğin yaşı (ay)-İlk tohumlama yaşı(ay) ]+3



Çizelge 4. Sürü üreme etkinliği ölçütleri ve uygulamada
arzu edilen hedefler

Ölçütler Birim Optimum Sorun

Değer


İlkine damızlıkta kullanılma yaşı ay 14-16 >18
İlkine buzağılama yaşı ay 23-26 >27
İlk kızgınlığa kadar geçen süre gün <45 >60
İlkine tohumlama için geçen süre gün <70 >80
Servis periyodu gün <110 >115
Buzağılama aralığı ay 12.5-13 >13
Gebelik başına tohumlama sayısı sayı <1.7 >2
İlkine tohumlamada gebelik oranı % 60 <55 İkinci tohumlamada gebelik oranı % 80 <75 Üçüncü tohumlamada gebelik oranı % 90 <85 Yavru atma oranı % <5 >8
Plesentanın atılmaması % <8 >10
Metrit (uterus enfeksiyonu) % <10 >15
Yumurtalık kistleri % <10 >15


Kaynaklar
Akman, N. 1998. Pratik sığır yetiştiriciliği. Türk Ziraat Müh.
Birliği Vakfı Yayını, Ankara.
Güngör, M., Tümer, S. 1999. Sığırlarda kızgınlığın
saptanması, kimi üreme problemleri ve tohumlamalar.
Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, Çiftçi
broşürü No:88.
Kaya, A., Yaylak, E., Önenç, A. 1998. Süt sığırcılığında
düzenli üreme ve önemi. Hayvansal Üretim Dergisi,
Sayı:38,8-17.
Kaymakçı, M., Gönenç, A., Taşkın, T. 1999. Süt sığırlarında
üreme. (Teknik Bülten), Bornova-İzmir.
Önenç, A. 1996. Süt sığırcılığında sürü izlence tablolarından
yararlanma olanakları. U.S. Feed Grains Council,
Sayı: 99.
Önenç, A., Kaya, A. 2002. Süt sığırcılığında sürü yönetimi.
Tarımsal Araştırma Yayım ve Eğitim Koordinasyonu
2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi Alışveriş Toplantısı
Bildirileri. 24-26 Nisan 2002, Ege Tarımsal Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü. Yayın no:106, Menemen-İzmir,
s: 79-97.
Önenç, A., Kaymakçı, M. 2004. Süt sığırlarında döl verimini
iyileştirme olanakları. Tarımsal Araştırma Yayım ve
Eğitim Koordinasyonu 2002 yılı Hayvancılık Grubu
Bilgi Alışveriş Toplantısı Bildirileri. 24-26 Nisan
2002, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü.
Yayın no:106, Menemen-İzmir, s: 14-23.
Öz, H., Bilgen, H. 2002. Bilgisayar destekli sürü yönetimi.
Tarımsal Araştırma Yayım ve Eğitim Koordinasyonu
2002 yılı Hayvancılık Grubu Bilgi Alışveriş Toplantısı
Bildirileri. 24-26 Nisan 2002, Ege Tarımsal Araştırma
Enstitüsü Müdürlüğü. Yayın no:106, Menemen-İzmir,
s: 38-47.
Soysal, İ. 1989. Sığırlarda kızgınlık teşhisi. Hasad Dergisi.
49:23-25.
Şekerden, Ö., Özkütük, K. 2000. Büyükbaş Hayvan
Yetiştirme. Ç. Ü. Ziraat fakültesi Ders Kitabı. Adana
Tümer, S. 2001. Süt sığırı yetiştirmede döl verimi ve sürü
yönetimi. Kurs Notları. Çiğli- İzmir.
Yüksel, A. N., Soysal, İ., Kocaman, İ., Soysal, S. İ. 2000. Süt
Sığırcılığı Temel Kitabı. Hasad Yayıncılık Ltd.,
Kadıköy-İstanbul

A. Mutlu Uygur

Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü 35661 Menemen- İzmir

Δεν υπάρχουν σχόλια:

Δημοσίευση σχολίου