Τετάρτη 19 Μαΐου 2010

Sıgırlarda Kan Üre Nitrojen Düzeyinin Fertiliteye Etkisi

                                                
                                                 


                                                    Ibrahim AYDIN
Selçuk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Dogum ve Jinekoloji Anabilim Dalı, Konya-TÜRKIYE


Özet: Yüksek miktarda protein içeren rasyonlarla beslenen ineklerde kan üre nitrojen (BUN) konsantrasyonu artmakta,
artan BUN konsantrasyonu ise fertiliteyi olumsuz olarak etkilemektedir. Sıgırlarda normal BUN konsantrasyonu 12 ile
15 mg/dl arasındadır. BUN konsantrasyonu 19 ile 20 mg/dl’den yüksek olan ineklerde gebelik oranı %20 ile %25 arasında
azalmaktadır. Sıgırlarda yüksek BUN konsantrasyonları ya fertilizasyonda aksamalara ya da erken dönemde
embriyonik ölümlere yol açarak gebelik oranlarını düsürmektedir.

Anahtar Kelimeler: Fertilite, sıgır, üre nitrojen.

Effect of Blood Urea Nitrogen Level on Fertility in Cattle

Summary: Blood urea nitrogen (BUN) concentration increases in cattle fed with dietary including high amount of
protein. However, this increase is associated with decreased fertility. Normal value of BUN in cattle should be between
12-15 mg/dl. If BUN reaches at a level of 19-20 mg/dl, pregnancy rate decreases by 20-25%. It is suggested that high
BUN concentration either leads to failure in fertilization or causes early embryonic deaths.

Key Words: Cattle, fertility, urea nitrogen.

Giris

Ineklerde fertiliteyi etkileyen faktörler genital organlarda
fonksiyonel bozukluklar, enfeksiyonlar,
dogmasal-edinsel anomaliler ve bakım-besleme
gibi çevresel faktörlerdir.
 Çevresel faktörlerden
özellikle beslemeye iliskin eksiklik ve dengesizlikler
fertiliteyi önemli ölçüde etkileyebilmektedir (45).
Özellikle süt üreticileri erken laktasyon döneminde
pik süt üretimini devam ettirmek veya süt üretimini
artırmak için rasyondaki protein yogunlugunu artırmaktadırlar.
Yüksek protein içeren rasyonlarla
beslenen ineklerde süt veriminde istenilen hedeflere
ulasılmıs fakat bunun yanında döl verimi önemli
oranda düsmüstür (10). Özellikle yüksek oranda
tüketilen proteinlerin metabolizması sonucu açıga
çıkan üre gibi ürünlerin fertiliteyi negatif yönde
etkiledigi bildirilmektedir (11, 18, 21, 24, 36, 38,
46, 48)

Ürenin Genel Özellikleri

Üre karbon, nitrojen, oksijen ve hidrojenden meydana
gelen küçük organik bir molekül olup kan ve
diger vücut sıvılarının ortak bir unsurudur (41).
Üre, karacigerde amonyaktan olusmaktadır.
Amonyak ise rumende protein katabolizması sonucu
ve yine karacigerde aminoasit metabolizması
ve deaminasyonu sonucu olusur. Amonyak, dokular
için oldukça toksik bir moleküldür. Bu nedenle
karacigerde hızla detoksifiye edilerek üreye
çevrilçevrilmekte
ve daha sonra vücuttan idrarla atılmaktadır

Üre protein metabolizmasının nihai ürünüdür (42).
Suda çözünen küçük bir molekül olan üre hücre
membranları içerisine serbest bir biçimde geçme
yetenegine sahip oldugu için vücutta tüm hücre ve
dokulara nüfuz eder ve böylece kan dolasımına,
reproduktif dokulara, meme bezlerine ve süte kolaylıkla
geçer (29, 41). Üre, kan ve sütün normal
bir ögesi olarak kabul edilir ve sütte normal olarak
bulunan nonprotein nitrojenin bir bölümünü kapsar.
Kandaki ürenin pasif transfer yoluyla süte geçtigi
bildirilmektedir (46, 48). Bu nedenle üre hem kanda
hem de sütte ölçülebilmektedir (42). Kana ve
süte geçen üre, kan plazmasında (PUN), kan serumunda
(SUN) ve sütte (MUN) üre nitrojen olarak
ölçülmektedir (8).

Vücutta Amonyak ve Ürenin Olusumu
Rumende protein metabolizması sonucu olusan
amonyak, rumen mikroorganizmaları tarafından
protein sentezinde ve azot kapsayan hücre duvarı
unsurları ile nükleik asitler gibi diger mikrobiyel
hücre unsurlarının sentezinde kullanılır. Amonyagın
rumen mikroorganizmaları tarafından meydana
getirilmesi ve yeniden kullanılması arasındaki denge
büyük önem tasımaktadır (16, 56). Ruminantlar
yüksek protein oranlarına sahip rasyonlarla beslendikleri
taktirde rumende protein metabolizması
sonucu olusan amonyak, mikroorganizmaların
kullanabilecegi miktarı asar ve rumende amonyak
konsantrasyonları artmaya baslar (9, 45).
Rasyondaki ham protein (HP) oranının %14’den
fazla olması durumunda açıga çıkan fazla miktardaki
amonyagın mikroorganizmalar tarafından
kullanılamadıgı ve nitrojen kaybı olustugu bildirilmektedir
(24). Rumendeki amonyak konsantrasyonu
5 mg/dl’yi asarsa rumendeki mikrofloraların
amonyagı kullanma kapasitesi asılmıs olur (5, 24).
Özellikle rumende yıkımlanabilen protein
(RDP)’lerin fazla miktarda tüketilmesi ruminal
amonyak konsantrasyonlarını artırmaktadır. Bu
nedenle rumende açıga çıkan fazla miktardaki
amonyagın bir kısmı mikroorganizmalar tarafından
tutulamaz ve rumen duvarından emilerek kan dolasımına
geçer. Buna baglı olarak kanda amonyak
konsantrasyonu artmaya baslar. Dolasım yolu ile
karacigere gelen amonyak burada detoksifiye edilerek
üreye dönüstürülür ve tekrar hızla dolasıma
katılır. Yüksek miktarda RDP içeren rasyonlarla
beslenen ruminantlarda kan amonyakla birlikte kan
üre-nitrojen (BUN) konsantrasyonları da artmaktadır
(22, 35). Damar içi amonyum klorid verilen hayvanlarda
kan plazmasında ve oviduktal sıvıda hem
amonyak hem de üre konsantrasyonu artarken,
damar içi üre verilen hayvanlarda kan plazmasında
ve oviduktal sıvıda sadece üre konsantrasyonu
artmaktadır. Bu durum amonyagın karacigerde
üreye çevrildigini ve olusan ürenin dolasımla
reproduktif organlara geçtigini göstermektedir (35).
Bununla birlikte fazla miktarda tüketilen rumende
yıkımlanmayan protein (RUP)’lerin barsaklarda
sindirimi sonucu olusan fazla miktardaki aminoasitler
kullanılamaz ve depolanamazlar. Bu aminoasitler
tekrar karacigerde deaminasyona ugratılarak
amonyaga ve daha sonra üreye çevrilir. Bu nedenle
fazla miktarda RUP tüketen ruminantlarda da
BUN konsantrasyonlarının arttıgı bildirilmektedir
(40, 47).

Üre Nitrojen Ölçümlerinin Önemi

Üre nitrojen ölçümlerinden elde edilen sonuçlar
ineklerin saglıgı ve beslenme durumuyla ilgili yetistiriciye
önemli bilgiler saglayabilmesi yönünden
önem arz etmektedir (42, 56). Özellikle BUN ve
MUN ineklerde protein metabolizmasını, RDP ve
RUP’lerin kullanımını izlemek için ve rasyondaki
protein/enerji oranı veya dengesizliklerini ortaya
koymak için yaygın olarak kullanılmaktadır (13, 14,
31, 43). Üre nitrojen düzeyleri o hayvanın tüketmis
oldugu protein miktarını yansıtır (43, 48). Bu nedenle
sıgırlarda yapılan üre nitrojen tespitleri ile
nitrojen kayıpları azaltılabilmekte, optimum süt
üretimi ve hayvan saglıgı elde edilebilmektedir
(48). Sıgırlardaki yüksek üre nitrojen konsantrasyonları
sürü fertilitesinde önemli kayıplara neden
olmaktadır. Bu nedenle son yıllarda üre konsantrasyonlarının
izlenmesi reproduktif verimliligi
artıartırmada
etkili bir araç olarak kullanılmaktadır (11).
Amerika ve bazı Avrupa ülkelerinde BUN veya
MUN analizleri sürü kayıtlarında normal bir bölüm
olarak mevcuttur. Bu ülkelerde özellikle rasyon
formülasyonu ve fertilite düzensizliklerinin teshisi
için belirli periyotlarda üre nitrojen ölçümleri yapılmaktadır
(13, 54, 56).

BUN ve MUN Arasındaki Iliski

Vücut sıvılarındaki üre konsantrasyonları birbirleriyle
benzerlik göstermektedir (11, 47, 48). Özellikle
BUN, PUN, MUN ve uterin sekresyonlarındaki
üre nitrojen konsantrasyonları yakın bir iliski içerisindedir
(11, 31, 56). MUN ölçümleri saha sartlarında
BUN’a göre daha avantajlı ve kolaydır (11).
Bu nedenle sürü taramalarında genellikle MUN
ölçümü tercih edilmektedir. Meme epiteliyumu içerisindeki
üre miktarı esit oldugu için sagım öncesi
ve sagım sonrası MUN degerleri birbirleriyle benzer
seviyededir. Bu nedenle sagımın herhangi bir
dönemindeki sütten üre nitrojen ölçümü yapılabilmektedir.
Bazı arastırıcılar (48) BUN ve MUN arasındaki
iliski katsayısını r; .88 olarak belirlemislerdir.
Buna göre BUN ve MUN arasındaki iliski;
MUN (mg/dl) = -1.32 + .88 x PUN (mg/dl) olarak
formüle edilmektedir. Bazı arastırıcılar (11) ise
MUN ve PUN arasındaki iliskiyi MUN = .76
(PUN) + 6.3 (R2=.69) olarak formüle etmislerdir

Süt toplama tanklarındaki sütün üre nitrojen konsantrasyonları
ile ineklerde bireysel olarak ölçülen
ortalama BUN ve MUN konsantrasyonları birbirleriyle
benzerdir (13, 43, 56). Son yıllarda ineklerde
bireysel olarak yapılan BUN veya MUN ölçümleri
yerine sürüdeki ineklerin sütlerinin toplandıgı tanklardaki
sütlerde üre nitrojen ölçümleri, özellikle
sürüler arasındaki fertilite farklılıkları ve mevcut
protein kullanımını tahmin etmek için yaygın olarak
kullanılmaktadır (10, 43, 46). Tanktaki MUN konsantrasyonu
o sürüdeki ineklerin genel fertilitesiyle
negatif korelasyona sahiptir. Bu nedenle tanktaki
MUN degerleri ne kadar yüksekse o sürünün
fertilitesinin o derece düsük oldugu bildirilmektedir
(46). Süt toplama tanklarında yapılan MUN ölçümleri
sütteki üre nitrojen konsantrasyonlarında olan
gün içindeki degisiklikleri ve inekler arasındaki
MUN degisikliklerini elimine etmesi keza saha sartlarında
kolay yapılabilmesi nedeniyle daha avantajlıdır
(13, 56).

Üre Nitrojen Konsantrasyonlarını
Etkileyen Faktörler

Üre nitrojen konsantrasyonlarını etkileyen bir çok
faktör bulunmaktadır. Bu nedenle vücut
sıvılarındaki üre nitrojen konsantrasyonları gün boyunca
düzensiz olarak degisiklik gösterir (54).

Özellikle yemleme ve örnekleme zamanı BUN ve
MUN konsantrasyonlarını etkilemektedir (29). Kandaki
amonyak konsantrasyonu yemlemeden sonraki
yaklasık 60. dakikada pik yapar (5, 55). BUN
konsantrasyonu ise yemleme öncesinde en düsük
seviyesindeyken yemlemeden sonra yaklasık olarak
2. saatte en yüksek seviyesine ulasır ve yemleme
sonrasındaki 12. saate kadar tedricen azalmaya
baslar (29). Yemle alınan HP miktarı ne kadar
yüksekse üre nitrojen seviyesi o derece artmaktadır.
Fakat RDP metabolizmasından kaynaklanan
BUN ile RUP metabolizmasından kaynaklanan
BUN’un pik yapma zamanlarının farklı oldugu
bildirilmektedir (18, 19). BUN ve MUN piki arasında
ise yaklasık olarak 1-2 saat kadar bir süre vardır
(29). Dolayısıyla MUN konsantrasyonları 1-2
saatlik bir sürede PUN konsantrasyonlarıyla esitlenmektedir
(8). Sıgırlardaki BUN ve MUN degerlerinin
tüketilen protein miktarıyla birlikte enerji alımı,
besleme sekli, süt verimi, su alımı ve dehidrasyon
ile etkilendigi bildirilmektedir (54). Ihtiyacından
düsük enerji seviyeleriyle beslenen sıgırlarda üre
nitrojen seviyeleri artmaktadır (4, 22, 48).
Rumendeki mikrofloralar, yüksek oranda protein
alımlarına baglı olarak olusan yüksek miktardaki
amonyagı, mikrobial protein sentezi amacıyla kullanabilmek
için fazla miktarda enerjiye ihtiyaç duyarlar.
Rasyondaki enerji miktarı hayvanın ihtiyacını
karsılamada yetersiz ise, olusan fazla miktardaki
amonyak mikrofloralar tarafından kullanılamayıp
dolasıma geçer ve karacigerde üreye dönüstürülür.
Buna baglı olarak kanda amonyak ve üre konsantrasyonları
artar (2, 16). Fakat mikrofloraların
amonyagı kullanma kapasiteleri sınırlıdır.
Rasyondaki enerji seviyesi hayvanın ihtiyacını
karsılayacak düzeyde olsa da fazla miktarda protein
tüketimi kanda ve sütte üre degerlerinin yükselmesine
neden olur (8, 22). Bunun yanı sıra bazı
arastırıcılar (25, 56), yüksek oranda protein içeren
rasyonlara yapılan enerji ilavelerinin, proteinin
olumsuz etkisini kısmen azaltarak BUN konsantrasyonlarını
düsürdügünü ve gebelik oranlarını
artırdıgını bildirmektedirler.

Üre vücuttan idrarla atıldıgı için idrar üretimini artıran
su alımının artması üre konsantrasyonunu
azaltır. Buna baglı olarak hayvandaki hafif bir
dehidrasyon üre degerlerinde artısa neden olmaktadır.
Besleme stratejisi de ruminal amonyak ve
BUN konsantrasyonlarını etkilemektedir. Kaba ve
konsantre yemin ayrı ayrı verildigi ineklerde, total
karısık rasyonla beslenen veya gün boyunca sık
aralıklarla beslenen ineklere göre daha yüksek
amonyak piki ve daha yüksek BUN
konsantrasyonlarına sahiptir

Total karısık rasyon hayvandaki
amonyak dalgalarını önlemektedir (8, 15). Hayvanlardaki
süt veriminin de MUN konsantrasyonları
üzerinde etkili oldugu bildirilmektedir. Süt verimi
yüksek olan ineklerde MUN seviyeleri daha yüksektir.
Bu durum muhtemelen protein alımı ile iliskilidir
(13, 42). Hem yaslı hem de genç ineklerde
rumen sıvısındaki amonyak ve BUN konsantrasyonları
arasında bir fark yoktur (24, 34). Irkın üre
nitrojen konsantrasyonlarına etkisinin olmadıgını
bildiren arastırmacılar yanında (15, 32), Jersey ırkı
ineklerdeki BUN konsantrasyonlarının Holstayn
ırkı ineklere göre daha yüksek oldugunu bildiren
arastırmacılarda vardır (3). Yine memedeki yangı
olayları da sütteki MUN degerini etkilemektedir.
CMT testi sonucunda pozitif sonuç veren sütteki
MUN konsantrasyonları saglıklı meme lobundaki
sütün MUN konsantrasyonlarından daha düsüktür
(29)

Yüksek Üre Nitrojen Konsantrasyonu
ve Gebelik Oranı Arasındaki Iliski

Sütçü sıgırlarda ölçülen BUN ve MUN konsantrasyonları
7.5 mg/dl ile 31.5 mg/dl arasında degismektedir
(23, 56). Sıgırlarda tavsiye edilen BUN
konsantrasyonları ise 12 ile 15 mg/dl arasındadır
(14, 20, 42). Yetistiriciler ineklerden daha fazla süt
verimi elde etmek için %16-17 HP oranlarından
daha yüksek oranlarda protein içeren rasyonlarla
besleme yapmaktadırlar. Yüksek oranlarda HP
tüketen ineklerde ise kan amonyak, BUN ve MUN
konsantrasyonları tavsiye edilen seviyelerin üzerine
çıkmaktadır (26, 38). BUN konsantrasyonlarının
artması aynı zamanda vagina ve uterus dokularında
ve sıvılarında üre seviyelerinin artmasına neden
olmaktadır (30, 56). Özellikle yüksek oranda
protein içeren rasyonlarla beslenen ineklerin
uterus sekresyonlarındaki üre konsantrasyonlarının
normalden 2.7 kat daha fazla oldugu bildirilmektedir
(33).

Yüksek üre nitrojen konsantrasyonları fertiliteyi
olumsuz olarak etkilemektedir (10). Özellikle
postpartum dönemde yüksek BUN konsantrasyonlarına
sahip ineklerde ovaryum aktivitelerinin yeniden
baslaması gecikmekte, postpartum ilk tohumlama
zamanı uzamakta ve dogum-yeniden gebe
kalma aralıgı artmaktadır (24, 38, 53). Üre nitrojen
ve gebelik oranı arasında negatif bir iliski vardır
(11, 18, 46). Vücut sıvılarında üre nitrojen seviyeleri
belirli bir degerin üzerine ne kadar çıkarsa gebelik
oranları da o derecede azalmaktadır (21, 48).
BUN konsantrasyonlarındaki her 1 mg/dl’lik artıs
gebelik oranında %.8 oranında azalmaya neden
olmaktadır (23). Özellikle tohumlama zamanındaki
yüksek BUN konsantrasyonlarının ilk tohumlamada
gebelik oranlarında ciddi ölçüde azalmalara
neden oldugu bildirilmektedir (1, 38). Genellikle
gebe ineklerdeki BUN degerlerinin gebe olmayan
ineklerdeki BUN degerlerinden önemli derecede
daha düsük oldugu gözlenmistir (11). Yapılan sürü
taramalarında BUN konsantrasyonları gebe olan
ineklerde 15.7-18.7 mg/dl arasında iken gebe olmayan
ineklerde ortalama 20.7 mg/dl olarak ölçülmüstür
(11, 12). Isviçre esmeri ineklerde yapılan
diger bir çalısmada ise PUN konsantrasyonları
gebe olan ineklerde 16.5 mg/dl iken gebe olmayan
ineklerde 21.7 mg/dl olarak ölçülmüstür (1). Yüksek
BUN konsantrasyonları ya fertilizasyonda aksamalara
neden olarak yada erken dönemde
embriyonik ölümlere neden olarak gebelik oranlarını
düsürmektedir (36, 44). Yapılan çalısmalarda
BUN seviyeleri yüksek olan hayvanlardan
süperovulasyonla elde edilen embriyoların kültür
ortamında daha yavas gelistikleri ve bir süre sonra
öldükleri gözlenirken, düsük BUN konsantrasyonlarına
sahip hayvanlardan alınan embriyolar kültüre
edildiklerinde normal gelisimlerine devam ettikleri
gözlenmistir (39).

Laktasyondaki ineklerde 19-20 mg/dl’den yüksek
BUN veya MUN konsantrasyonları fertilitede azalmaya
neden olmaktadır (11, 21, 22). BUN seviyeleri
19 mg/dl’den yüksek olan ineklerde gebelik
oranının %20 oranında azaldıgı bildirilirken (11),
BUN seviyeleri 20 mg/dl’den yüksek olan ineklerde
gebelik oranlarının %25’e kadar varan oranlarda
azaldıgı gözlenmistir (22). Bununla birlikte vaginal
sıvıdaki üre nitrojen konsantrasyonlarının 40 mg/
dl’yi asması durumunda hiçbir hayvanın gebe kalmadıgı
görülmüstür (17). Yine vaginal sıvıdaki üre
nitrojen konsantrasyonları 6.64 mmol/l’den yüksek
olan inekler en az 4 defa tohumlandıkları halde
gebe kalmadıgı bildirilmektedir (15).

Herhangi bir reproduktif saglık problemi olmadıgı
ve normal östrus siklusu gösterdigi halde bazı
ineklerde gebelik oranlarının düstügü ve bu ineklerde
embriyonik ölüm insidansının arttıgı görülmektedir.
Genellikle bu tip ineklerin BUN veya
MUN degerlerinin 20 mg/dl’nin üzerinde oldugu
tespit edilmistir (52). BUN konsantrasyonları 20
mg/dl’ye esit veya küçük olan ineklerle kıyaslama
yapıldıgında, BUN konsantrasyonları 20 mg/dl’den
büyük olan ineklerin gebe kalma olasılıkları 3 kat
azalmaktadır (22). Özellikle ineklerde BUN konsantrasyonu
için 20 mg/dl kritik bir deger olarak
kabul edilmektedir. BUN konsantrasyonları bu degeri
ne kadar fazla oranda geçerse gebelik oranının
o derecede azalacagı bildirilmektedir (38). Bazı
arastırıcılar (36) ise kritik degeri 21 mg/dl olarak
kabul etmektedirler. Bu konuda yapılan bir çalısmada
tohumlama zamanında MUN degeri 14 mg/
dl’den düsük olan ineklerin ilk tohumlamada gebelik
oranı % 73.8 iken, MUN degeri 20 mg/dl’den
büyük olan ineklerin ilk tohumlamada gebelik oranı
%50.7 olarak bulunmustur (56). Yine yapılan diger
bir çalısmada BUN konsantrasyonları 20.1 mg/dl
olan ineklerin ilk tohumlamada gebelik oranı %41
iken BUN degeri 25 mg/dl olan ineklerin ilk tohumlamada
gebelik oranı %24.1’lere kadar düsmüstür
(38).

Bazı arastırmacılar (18) 16 mg/dl’nin üzerindeki
BUN konsantrasyonlarının bile fertilite için risk
faktörü olabilecegini ileri sürmektedirler. Özellikle
düvelerde 16 mg/dl’den yüksek BUN konsantrasyonlarının
gebelik oranlarında %30’a kadar varan
oranlarda azalmalara neden oldugu bildirilmektedir.
Yine süt toplama tanklarındaki sütlerde yapılan
ölçümlerde 16 mg/dl’den yüksek MUN konsantrasyonlarına
sahip olan sürülerin gebelik oranlarının,
MUN konsantrasyonları 16 mg/dl’den düsük olan
sürülere göre önemli ölçüde daha az oldugu gözlenmistir
(46). Fertilite için risk olabilecek üre nitrojen
konsantrasyonları çalısmada kullanılan istatistiksel
teste göre de degisebilmektedir. Ferguson
ve ark (23)’nın BUN ve gebelik oranı arasındaki
iliskiyi incelemek için yaptıkları çalısmada 2 farklı
istatistiksel test kullanılmıs ve 1. test BUN konsantrasyonlarının
14.9 mg/dl’den büyük oldugu
zaman gebelik oranlarının azalacagını gösterirken,
2. test BUN konsantrasyonlarının 20 mg/dl’nin
üzerinde olana kadar gebelik oranlarında bir azalma
olusmayacagını göstermektedir. Bazı çalısmalarda
MUN ve gebelik oranları arasındaki iliskiyi
daha iyi degerlendirmek için birkaç kategoride inceleme
yapılmıstır. Buna göre MUN degeri 15.4
mg/dl’den büyük olan ineklerle kıyaslama yapıldıgında,
MUN degeri 10 mg/dl’den küçük olan ineklerin
2.4 kat, 10-12.7 mg/dl arasında olan ineklerin
1.4 kat ve 12.7-15.4 mg/dl arasında olan ineklerin
1.2 kat daha fazla gebe kalma olasılıklarına sahip
oldukları gözlenmistir (42).

Hayvanlardaki yüksek üre nitrojen konsantrasyonlarında
oldugu gibi çok düsük üre nitrojen konsantrasyonlarında
da fertilite problemleri ortaya çıkmaktadır
(28). Sıgırlarda 10 mg/dl’nin altındaki
BUN degerleri protein yetersizliginin bir göstergesidir
(50). MUN konsantrasyonları 11 mg/dl’den küçük
veya 19 mg/dl’den büyük olan ineklerin gebe
kalma olasılıklarının, MUN konsantrasyonları 11-
19 mg/dl olan ineklere göre daha az oldugu gözlenmistir.
(27).


Rumende Yıkımlanan Proteinlerin Üre Nitrojen
Konsantrasyonuna ve Gebelik Oranına Etkisi

RDP’lerin katabolizmasından dolayı yemlemeden
sonra BUN konsantrasyonları artmaya baslamaktadır.
RUP’lerin metabolizması ise gün boyunca
sürekli olarak BUN konsantrasyonları için katkıda
bulunmaktadır (19). BUN konsantrasyonları
rasyondaki HP, RDP ve RUP oranlarına baglıdır
(27, 52). Asırı HP içeren rasyonlarla beslenen hayvanlarda
kan amonyak, uterus sekresyonundaki
üre, BUN ve MUN düzeyleri artmaktadır (5, 16,
40). Yüzde 12 HP içeren rasyonlarla beslenen
ineklere göre %23 HP içeren rasyonlarla beslenen
ineklerde uterus sekresyonlarındaki üre konsantrasyonlarının
2.7 kat, BUN konsantrasyonlarının
3.5 kat ve kandaki amonyak konsantrasyonlarının
1.7μg/ml daha yüksek oldugu gözlenmistir (33).
Fakat amonyak ve üre konsantrasyonları yemdeki
protein tipine göre farklılık göstermektedir. Rumen
ve kandaki amonyak konsantrasyonları sadece
rasyondaki RDP oranlarından etkilenirken, kandaki
üre konsantrasyonu rasyondaki hem RDP oranlarından
hem de RUP oranlarından etkilenmektedir
(21). Rasyondaki RDP oranı arttırıldıgı zaman hem
kan amonyak hem de BUN konsantrasyonları artmaktadır
(6, 53). Fakat rasyondaki RUP oranı arttırıldıgı
zaman kan amonyak konsantrasyonu azalırken
BUN konsantrasyonu artmaktadır (7). Bu nedenle
yüksek oldugu taktirde hem RDP hem de
RUP, BUN konsantrasyonlarının artısına neden
olmaktadır (11, 19, 48). Fakat bazı arastırıcılar
(20, 49, 56), ürenin sadece RDP’lerin katabolizması
sonucu olustugunu bildirirlerken, bazı arastırıcılar
(37) ise, RUP’lerin yüksek oranlarını içeren
rasyonlarla beslenen sıgırların daha yüksek plazma
üre konsantrasyonuna sahip olduklarını ve bu
durumun muhtemelen artan aminoasitlerin
deaminasyonunun bir neticesi oldugunu ileri sürmektedirler.
Ham protein oranları aynı fakat
yıkımlanabilir protein oranları farklı olan
rasyonlarla beslenen inekler kıyaslandıgı zaman
RDP oranı yüksek olan yemleri tüketen ineklerde
kan amonyak ve BUN konsantrasyonlarının daha
yüksek, dogum-yeniden gebe kalma aralıgının
daha uzun ve gebelik oranlarının daha düsük oldugu
gözlenmistir (12, 24). Rasyonun HP oranı RDP
kullanılarak %16’dan %19’a çıkartıldıgında PUN
degerinin 12.3 mg/dl’den 19.3 mg/dl’ye çıktıgı ve
bu hayvanlarda ilk tohumlamadaki gebelik oranının
%17 oranında azaldıgı bildirilmektedir (12).

Özellikle ilk bahar ve yaz aylarında meradaki otlar
RDP bakımından zengindir. Bu aylarda meraya
çıkan hayvanlar fazla miktarda RDP’ye maruz kaldıkları
için rumen ve kanda amonyak, BUN ve
MUN konsantrasyonları artar (54).

Meraya dayalı beslemeye geçilince MUN degerlerinde yaklasık
olarak 5.6 mg/dl’lik bir artıs oldugu bildirilmektedir
(13). Kısın kapalı ahırda beslenen hayvanlarda
MUN konsantrasyonları 6-16 mg/dl arasında iken
yazın meraya çıkan hayvanlarda MUN degerlerinin
17-25 mg/dl’ye kadar çıktıgı bildirilmektedir (40,
56). Bu nedenlerden dolayı ilk bahar ve yaz aylarında
meraya dayalı besleme yapılan hayvanlarda
buzagılama-ilk östrus aralıgı uzamakta ve gebelik
oranları düsmektedir (41, 43).

Rasyonda yüksek orandaki RDP’den ziyade RUP
oranlarının arttırılmasının daha düsük BUN konsantrasyonlarına
neden oldugu ve fertiliteyi artırdıgı
bildirilmektedir (11, 22). Özellikle yemde yüksek
oranda bulunan ve RDP kaynagı olarak kullanılan
soya yerine RUP kaynagı olarak balık ununun kullanılmasıyla
BUN ve kan amonyak degerlerinin
azaldıgı ve bu azalmanın gebelik oranlarında %
20’ye kadar varan oranlarda artmaya neden oldugu
gözlenmistir (6). Bununla birlikte rasyonda mısır
gluteni veya kan unu gibi yıkımlanabilirlik oranı
düsük olan protein kaynaklarının kullanılması da
BUN konsantrasyonlarının düsmesine neden olmaktadır
(38, 49). Yine yemdeki soyanın formaldehitle
muamele edilerek rumende yıkımlanma oranının
azaltılmasıyla rumen sıvısındaki amonyagın ve
BUN konsantrasyonlarının azaldıgı, gebelik oranının
%13 oranında arttıgı ve dogum-yeniden gebe
kalma aralıgının kısaldıgı gözlenmistir (24).

Bazı arastırmacılar (38) rasyondaki HP oranlarının
sabit tutulup RUP oranlarının arttırılmasının PUN
konsantrasyonlarını azalttıgını fakat bu azalmanın
gebelik oranlarında ve dogum-yeniden gebe kalma
aralıgında pozitif yönde bir degisiklige neden olmadıgını
bildirmektedirler. Rasyondaki RDP’lerin yerine
rumende yıkımlanma oranı düsük olan protein
kaynaklarının kullanılmasıyla BUN konsantrasyonlarında
bir azalma olmadıgı belirlenen çalısmalarda
vardır (19). Bununla birlikte bir çok çalısmada
rasyondaki proteinlerin rumende yıkımlanabilirliklerine
bakmaksızın yüksek oranda HP
içeren rasyonlarla beslenen sıgırlarda BUN degerlerinin
arttıgı ve gebelik oranlarının azaldıgı bildirilmektedir
(26, 33, 51)

Sonuç olarak, yüksek oranda protein içeren
rasyonlarla beslenen sıgırlarda BUN konsantrasyonu
artmaktadır. Artan BUN konsantrasyonu ise
uterus ortamını olumsuz etkileyerek erken
embriyonik ölümlere sebep olarak fertiliteyi azaltır.
Özellikle sütçü sıgırlarda BUN konsantrasyonu için
19-20 mg/dl kritik deger olarak kabul edilmektedir.
BUN konsantrasyonu 19-20 mg/dl’yi asan hayvanlarda
gebe kalma olasılıgı 3 kat azalmaktadır.

Bu nedenle uygun reprodüktif verimliligi saglamak için
rasyonda kuru madde bazında HP oranının %17
ve RDP oranının %10 olarak sınırlandırılması tavsiye
edilmektedir

Kaynaklar

1. Aydın I ve Güler M, 2004. Sıgırlarda kan ürenitrojen
düzeyinin gebelik oranı üzerine etkisinin
arastırılması. Vet Bil Derg, 20:1, 85-94.
2. Baker LD, Ferguson JD and Chalupa W,
1995. Responses in urea and true protein of
milk to different protein feeding schemes for
dairy cows. J Dairy Sci, 78:11, 2424-2434.
3. Barton BA, Rosario HA, Anderson GW,
Grindle BP and Carroll DJ, 1996. Effects of
dietary crude protein, breed, parity and health
status on the fertility of dairy cows. J Dairy Sci,
79: 12, 2225-2236.
4. Blanchard T, Ferguson J, Love L, Takeda T,
Henderson B, Hasler J and Chalupa W, 1990.
Effect of dietary crude-protein type on
fertilization and embryo quality in dairy cattle.
Am J Vet Res, 51:6, 905-908.
5. Blauwiekel R, Kincaid RL and Reeves JJ,
1986. Effect of high crude protein on pituitary
and ovarian function in holstein cows. J Dairy
Sci, 69: 2, 439-446.
6. Bruckental I, Drori D, Kaim M, Lehrer H and
Folman Y, 1989. Effects of source and level of
protein on milk yield and reproductive
performance of high-producing primiparous
and multiparous dairy cows. Anim Prod,
48:319-329.
7. Bruckental I, Holtzman M, Kaim M, Aharoni Y,
Zamwell S, Voet H and Arieli A, 2000. Effect
of amount of undegradable crude protein in
the diets of high-yielding dairy cows on energy
balance and reproduction. Livestock
Production Sciences, 63: 2, 131-140.
8. Butler WR, 1998. Review: Effect of protein
nutrition on ovarian and uterine physiology in
dairy cattle, Symposium: Optimizing protein
nutrition for reproduction and lactation. J Dairy
Sci, 81:9, 2533-2539.
9. Butler WR, 2000. Nutritional interactions with
reproductive performance in dairy cattle. Anim
Reprod Sci, 60:61, 449-457.
10. Butler WR, 2005. Relationships of dietary protein
and fertility. Adv Dairy Technol, 17, 159-
168.
11. Butler WR, Calaman JJ and Beam SW, 1996.
Plasma and milk urea nitrogen in relation to
pregnancy rate in lactating dairy cattle. J Anim
Sci, 74: 858-865.
12. Canfield RW, Sniffen CJ and Butler WR, 1990.
Effects of excess degradable protein on
postpartum reproduction and energy balance
in dairy cattle. J Dairy Sci, 73: 9, 2342-2349.
13. Carlsson J and Pehrson B, 1993. The
relationships between seasonal variations in
the concentration of urea in bulk milk and the
production and fertility of dairy herds. J Vet
Med A, 40:3, 205-212.
14. Carlsson J and Pehrson B, 1994. The
influence of the dietary balance between
energy and protein on milk urea concentration.
Experimental trials assessed by two different
protein evaluation systems. Acta Vet Scand,
35: 2, 193-205.
15. Carroll DJ, Barton BA, Anderson GW and
Smith RD, 1988. Influence of protein ıntake
and feeding strategy on reproductive
performance of dairy cows. J Dairy Sci, 71:
12, 3470-3481.
16. Chalupa W, 1984. Discussion of protein
symposium. J Dairy Sci., 67: 1134-1146.
17. Coskun B, Erdogan S ve Inal F, 1997. Hayvan
Besleme Ders Notları, Konya: Selçuk Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Yayın Ünitesi. p.1-
59.
18. Elrod CC and Butler WR, 1993. Reduction of
fertility and alteration of uterine pH in heifers
fed excess ruminally degradable protein. J
Anim Sci, 71:3, 694-701.
19. Elrod CC, Van Amburgh M and Butler WR,
1993. Alterations of pH in response to
ıncreased dietary protein in cattle are unique
to the uterus, J Anim Sci, 71:3, 702-706.
20. Ferguson JD, 1996. Diet, production and
reproduction in dairy cows, Anim Feed Sci
Tech, 59:1-3, 173-184.
21. Ferguson JD and Chalupa W, 1989. Impact of
protein nutrition on reproduction in dairy cows,
Symposium: Interactions of nutrition and
reproduction. J Dairy Sci, 72: 746-766.
22. Ferguson JD, Blanchard T, Galligan DT,
Hoshall DC and Chalupa W, 1988. Infertility in
dairy cattle fed a high percentage of protein
degradable in the rume., JAVMA, 192:5, 659-
662.
55
Erciyes Üniv Vet Fak Derg 4(1) 49-56, 2007 I. AYDIN
23. Ferguson JD, Galligan DT, Blanchard T and
Reeves M, 1993. Serum urea nitrogen and
conception rate: The usefulness of test
information. J Dairy Sci, 76: 12, 3742-3746.
24. Folman F, Neumark H, Kaim M and Kaufmann
W, 1981. Performance, rumen and blood
metabolites in high-yielding cows fed varying
protein percents and protected soybean. J
Dairy Sci, 64:759-768.
25. Garcia-Bojalil CM, Staples CR, Risco CA,
Savio JD and Thatcher WW, 1998. Protein
degradability and calcium salts of long-chain
fatty acids in the diets of lactating dairy cows:
Reproductive responses. J Dairy Sci, 81:5,
1385-1395.
26. Garcia-Bojalil CM, Syaples CR, Thatcher W
and Drost M, 1994. Protein intake and
development of ovarian follicles and embryos
of superovulated nonlactating dairy cows. J
Dairy Sci, 77:9, 2537-2548.
27. Godden SM, Kelton DF, Lissemore KD,
Walton JS, Leslie KE and Lumsden JH, 2001.
Milk urea testing as a tool to monitor
reproductive performance in ontario dairy
herds. J Dairy Sci, 84:6, 1397-1406.
28. Gustafsson AH and Carlsson J, 1993. Effects
of silage quality, protein evaluation systems
and milk urea content on milk yield and
reproduction in dairy cows. Livestock
Production Sciences, 37:91-105.
29. Gustafsson AH and Palmquist DL, 1993.
Diurnal variation of rumen ammonia serum
urea, and milk urea in dairy cows at high and
low yields. J Dairy Sci, 76: 475-484.
30. Hammon DS, Holyoak GR and Dhiman T,
2005. Association between blood plasma urea
nitrogen levels and reproductive fluid urea
nitrogen and ammonia concentrations in early
lactating dairy cows. Anim Reprod Sci, 86,
195-204.
31. Hof G, Vervoorn MD, Lenaers PJ and
Tamminga S, 1997. Milk urea nitrogen as a
tool to monitor the protein nutrition of dairy
cows. J Dairy Sci, 80:12, 3333-3340.
32. Howard HJ, Aalseth EP, Adams GD and Bush
LJ, 1987. Influence of dietary protein on
reproductive performance of dairy cows. J
Dairy Sci, 70:8, 1563-1571.
33. Jordan ER, Chapman TE, Holtan DW and
Swanson LV, 1983. Relationship of dietary
crude protein to composition of uterine
secretions and blood in high-producing
postpartum dairy cows. J Dairy Sci, 66:9,
1854-1862.
34. Kaim M, Folman Y and Neumark H, 1983. The
effect of protein intake and lactation number
on post-partum body weight loss and
reproductive performance of dairy cows. Anim
Prod, 37: 229-235.
35. Kenny DA, Humpherson PG, Leese HJ, Morris
DG, Tomos AD, Diskin MG and Sreenan JM,
2002. Effect of elevated systemic
concentrations of ammonia and urea on the
metabolite and ionic composition of oviductal
fluid in cattle. Biol Reprod, 66: 1797-1804.
36. Larson SF, Butler WR and Currie WB, 1997.
Reduced fertility associated with low
progesterone postbreeding and increased milk
urea nitrogen in lactating cows. J Dairy Sci,
80:7, 1288-1295.
37. Laven RA and Drew SB, 1999. Dietary protein
and the reproductive performance of cows.
Vet Rec, 145:24, 687-695.
38. Mccormick ME, French DD, Brown TF, Cuomo
GJ, Chapa AM, Fernandez JM, Beatty JF and
Blouın DC, 1999. Crude protein and rumen
undegradable protein effects on reproduction
and lactation performance of holstein cows. J
Dairy Sci, 82:12, 2697-2708.
39. McEvoy TG, Robinson JJ, Aitken RP, Findlay
PA and Robertson IS, 1997. Dietary excesses
of urea influence the viability and metabolism
of preimplantation sheep embryos and may
affect fetal growth among survivors. Anim
Reprod Sci, 47:1-2, 71-90.
40. Melendez P, Donovan A and Hernandez J,
2000. Milk urea nitrogen and infertility in
florida holstein cows. J Dairy Sci, 83:3, 459-
463.
41. O’Callaghan D and Boland MP, 1999.
Nutritional effects on ovulation, embryo
development and the establishment of
pregnancy in ruminants. Anim Sci, 68: 299-
314.
42. Rajala-Schultz PJ, Saville WJA and Frazer
GS, 2001. Association between milk urea
nitrogen and fertility in Ohio dairy cows. J
Dairy Sci, 84:2, 482-489.
56
Sıgırlarda kan üre nitrojen ve fertilite Erciyes Üniv Vet Fak Derg 4(1) 49-56, 2007
43. Refsdal AO, Baevre L and Bruflot R, 1985.
Urea concentration in bulk milk as an indicator
of the protein supply at the herd level. Acta
Vet Scand, 26, 2, 153-163.
44. Rhoads ML, Rhoads RP, Gilbert RO, Toole R
and Butler WR, 2006. Detrimental effects of
high plasma urea nitrogen levels on viability of
embryos from lactating dairy cows. Anim
Reprod Sci, 91, 1-10.
45. Roche JF, Mackey D and Diskin MD, 2000.
Reproductive management of postpartum
cows. Anim Reprod Sci, 60-61, 703-712.
46. Ropstad E and Refsdal AO, 1987. Herd
reproductive performance related to urea
concentration in bulk milk. Acta Vet Scand, 28:
1, 55-63.
47. Ropstad E, Vik-Mo L and Refsdal O, 1989.
Levels of milk urea, plasma constituents and
rumen liquid ammonia in relation to the
feesing of dairy cows during early lactation.
Acta Vet Scand, 30: 2, 199-208.
48. Roseler DK, Ferguson JD, Sniffen CJ and
Herrema J, 1993. Dietary protein degradability
effects on plasma and milk urea nitrogen and
milk nonprotein nitrogen in holstein cows. J
Dairy Sci, 76: 525-534.
49. Rusche WC, Cochran RC, Corah LR,
Stevenson JS, Harmon DL, Brandt RT and
Minton JE, 1993. Influence of source and
amount of dietary protein on performance,
bloodmetabolites, and reproductive function of
primiparous beef cows. J Anim Sci, 71:3, 557-
563.
50. Sonderman JP and Larson LL, 1989. Effect of
dietary protein and exogenous gonadotropinreleasing
hormone on circulating progesterone
concentrations and performance of holstein
cows. J Dairy Sci, 72: 8, 2179-2183.
51. Spain JN, Lucy M and Hardin DK, 1997.
Effects of nutrition on reproduction in dairy
cattle. Youngquist RS ed. Current Therapy in
Large Animal Theriogenology. Philadelphia:
Lea-Febiger. pp 416-423.
52. Studer E, 1998. A veterinary perspective of
on-farm evaluation of nutrition and
reproduction. J Dairy Sci, 81:3, 872-876.
53. Tamminga S, 2006. The effect of the supply of
rumen degradable protein and metabolisable
protein on negative energy balance and
fertility in dairy cows. Anim Reprod Sci, 96,
227-239.
54. Trevaskis LM and Fulkerson WJ, 1999. The
relationship between various animal and
management factors and milk urea and its
association with reproductive performance of
dairy cowws grazing pasture. Livestock
Production Sciences, 57: 255-265.
55. Visek WJ, 1984. Ammonia: Its effects on
biological systems, metabolic hormones and
reproduction. J Dairy Sci, 67, 481-498.
56. Wittwer FG, Gallardo P, Reyes J and Opitz H,
1999. Bulk milk urea concentrations and their
relationship with cow fertility in grazing dairy
herds in Southern Chile. Prev Vet Med, 38:
159-166.

1 σχόλιο:

  1. Bereits seit mehreren Jahren gilt Viagra als eines deг bekаnntеsten Oгgasmusmittel
    fֳ¼г Herren und das аus gutem Grund, dеnn das Orgasmuspгodukt
    Vіаgra ist abѕolut wirksаm.

    Initial cialis rezeptfrеi

    ΑπάντησηΔιαγραφή